Yaşar Durmuş, 1993’te askerlik hizmetini yerine getirdiği dönemde izinden dönerken, İstanbul Maltepe ilçesi Gülensu Mahallesi minibüs durakları arkasındaki askeri bölge olarak belirtilen çam fidanlığında bir ağaca asılmış şekilde bulundu. Kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenen tutanakta, Durmuş’un asıldığı ağacın üzerinde, “İşte ihanetin sonu. Kökünü kazıyacağız. Biji serok Apo. PKK” yazılı bir bez pankart ile Durmuş’un ağzına sıkıştırılmış 10 Bin TL’nin olduğu yazıldı. Yapılan otopsi sonrası Durmuş’un asıldığı anlaşıldı. Yaşar Durmuş’un yakınları dört kişinin fail olabileceğini ileri sürerek savcılığa başvurdu ve savcı tarafından dört kişinin ifadesi alındı. Bu süre zarfında kolluk kuvvetleri faillerin bulunamadığına ilişkin düzenli olarak bilgi verdi. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 2013 yılında olay ve dört şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Kovuşturmaya yer olmadığına dair yapılan itirazlar ise reddedildi. İkisi 1992, biri 1993 doğumlu olan Yaşar Durmuş’un çocukları yaşam hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.

AYM’nın gerekçeli kararında şu ifadeler yer aldı: “Cesedin bulunduğu iddia edilen yerdeki askeri birlikte veya civardaki kişilerden beyan alma yoluna gidilmediği görülmektedir. Daha da önemlisi müştekilerin talep etmelerine rağmen Yaşar Durmuş’un da uzak akrabaları olan dört kişinin olaydan 2 yıl 8 ay sonra şüpheli olarak sorgulandığı görülmektedir. 

Olay yeri inceleme açısından soruşturma kapsamında yürütülen işlemlere bakıldığında cesedin bulunduğu yere soruşturma savcısının gittiğine dair bir bilgi bulunmamakta olup, ceset üzerinde ve civarında parmak izi ayak izi, araç izi gibi olayın gelişimini aydınlatabilecek nitelikte delillerin tespiti ve korunması yönünde bir çalışmanın da yapılmadığı görülmektedir.” 

Yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yürütme yükümlüğünün ihlal edildiğine karar veren AYM, başvuruculara müşterek net 60 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.