Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Bu sevkiyat, bu hazırlık sadece kürdü ezmek için yapılmıyor. Çok daha büyük bir savaşın hazırlığı yapılıyor." dedi.
HDP'nin Diyarbakır'daki grup toplantısında konuşan Yüksekdağ, şunları kaydetti: "Halk arasında çok açık bir ayrım koyuyor. Orada girişeceği bir kırım operasyonunda ölmemesi gerekenler, her koşulda hedef haline getirilmesi gerekenler olarak halkını yurttaşını birbirinden ayırıyor. 'Öğretmenlere siz okulları terk edin ama öğrenciler sizin can güvenliğimiz yok, siz hedefimsiniz' diyor. Böyle açık bir devlet zulmü karşısında açık saldırı ilanı karşısında bizim tek seçeneğimiz direnmektir. Böyle bir zulüm karşısında artık halkın direnmek en insani ve onurlu seçenek olacaktır. Okullar yurtlar boşaltılıyor. Boşaltılan okullara yurtlara özel harekat birlikleri yerleştiriliyor. Şerafettin Elçi Havaalanı 2 günden bu yana vızır vızır çalışıyor. Duyumlar alıyoruz. Bazı aktarımlardan öğreniyoruz. Çok yoğun bir askeri sevkiyat var. Boşaltılan yurtlara ve bazı okullara askeri ekipmanlar yerleştiriliyor. Uçaklarla ranzalar, yatakhaneler, aşevi malzemeleri getiriliyor. Sağlık malzemeleri ilaçlar taşınıyor. Kan depolanıyor. Kan sevk ediliyor. Buralardan askeri ekiplerle konvoylarla bazen Şırnak'a bazen de bilemediğimiz noktalara yönlendiriliyor."
"Soruyoruz şimdi 'ne için bu hazırlık?' Bölgedeki Suriye'deki savaş yetmedi mi?" diyen Yüksekdağ, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'deki bu çatışma şiddet, bu adı konulmamış gayri resmi savaş yetmedi mi? Daha hangi savaşa hazırlanıyor siyasi iktidar? Büyük bir güç olduklarını kanıtlamak için çok büyük bir savaş mı çıkarmaları gerekiyor? Bunun hazırlığını yapıyorlar? Habur Sınır Kapısı 15 gün boyunca kapatıldı. Bakın bunlar sadece kürdün sorunu değil. Biz bugün Diyarbakır'dayız. Ama İstanbul duysun sesimizi, İzmir duysun, Karadeniz, Ege, Akdeniz duysun. Bu sevkiyat bu hazırlık sadece kürdü ezmek için yapılmıyor. Çok daha büyük bir savaşın hazırlığı yapılıyor. Bizi dinlemeyin isterseniz. Ama sorun. Ne için yapılıyor bütün bunlar? Bugün basına bakarsanız, televizyonları izlerseniz, sanki ortada hiç bir sorun yok. Önlerine yazılmış metinler sansürlenmiş. Metinleri okuyan spikerler haber programlarının hepsi hizaya çekilmiş. Hiç bir şey yokmuş gibi gerçekler karartılarak yalanların ve tarihsel manipülasyonun sözcülüğünü yapıyor bütün iletişim kanalları." CİHAN