Kadınların göç, direniş ve dayanışma hikâyelerini merkezine alan “Kadınların Tanıklığıyla Zorunlu Göç Gerçeği” etkinliği, Finlandiya’lı ve Türk misafirlerin katılımıyla gerçekleştirildi. Etkinlik, Finlandiya’nın üç büyük partisinden biri olan (Sosyal Demokrat Parti) SDP Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Nasima Razmyar’ın açılış konuşmasıyla başladı.
Razmyar, konuşmasında zorunlu göçün kadınlar üzerindeki etkisine değinerek, “Kadınlar sadece hayatta kalmak için değil, yaşadıkları acıların, tanıklıkların duyulması için de mücadele ediyor. Bugün burada bir araya gelmemiz, bu sessizliği birlikte bozmak içindir.” ifadelerini kullandı.
Kadınların Tanıklığıyla Göçün Gerçeği: Dört Kadın, Dört Hikâye
Gazeteci Zahra Karimy’nin moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, farklı ülkelerden gelen ve Finlandiya’da yaşayan dört kadın konuşmacı, göçün bireysel ve toplumsal boyutlarını kendi perspektiflerinden aktardı.
İlk olarak söz alan Sirwa Farik, 2018 Yılının Mültecisi ödülüne layık görülmüş bir kadın olarak, “Zorunlu Yolculuk – Bir Kadının Gözünden Göç ve Hayatta Kalma Mücadelesi” başlıklı konuşmasında, insan hakları ihlallerine dair tanıklığını paylaştı. Farik, “Bir kadının yolculuğu yalnızca sınırları aşmak değil, aynı zamanda korkularını yenmektir.” dedi.
Mieli Without Border Yönetim Kurulu Üyesi Tadeja Munjui, “Görünmeyen Yaralar – Mülteci Kadınlarda Travma ve Psikolojik Dayanıklılık” başlıklı sunumunda, göçün psikolojik boyutuna dikkat çekti. Munjui, travmanın kadınlar üzerindeki görünmez etkilerini ve dayanıklılığı artıran toplumsal desteğin önemini vurguladı.
İnsan hakları uzmanı ve yazar Amani Al-mehsen, “Anlatmak Direniştir – Medyanın Kadınların Sessizliğini Bozmadaki Gücü” başlıklı konuşmasında, kadınların kendi hikâyelerini anlatmalarının dönüştürücü gücüne değinerek, “Anlatmak hem direnmektir hem de iyileşmektir.” sözleriyle dikkat çekti.
Panelin son konuşmacısı, Monikanaiset yöneticisi Marisel Soto Godoy, “Birlikte Yaşamak – Uyum Sürecinin Zorlukları ve Dayanışmanın İmkânları” başlıklı sunumunda, göçmen ve yerel toplum arasındaki karşılıklı önyargıların aşılması için empati ve dayanışmanın önemine vurgu yaptı.
Metamorfoz Belgeseli: Acılarla Yükselen Dönüşüm Azmi
Panelin ardından, “Metamorfoz: Türkiye’de Kadınların Özgürlük Mücadelesi” adlı belgeselin yönetmeni Aslıhan Kas kısa bir konuşma gerçekleştirdi. Kas konuşmasında, “Bu film, kadınların değişimiyle toplumun da değişebileceğini gösteren bir hikâye. Belgeseli hazırlarken görüştüğüm 100’e yakın kadının çektikleri acılara rağmen değişmeye ve değiştirmeye devam ettiklerini gördüm. Belgesele ve belgeselin adına ilham veren tablo bu oldu ” dedi.
Kas’ın konuşmasının ardından, İngilizce altyazılı hazırlanan yaklaşık 1 saatlik Metamorfoz belgeseli izleyicilerle buluştu. Belgesel, Türkiye’deki kadınların özgürlük, eşitlik ve kimlik mücadelesine dair çarpıcı görüntülerle büyük beğeni topladı. İzleyiciler 1 saat boyunca duygusal anlar yaşarken gösterim boyunca tam bir dikkatle ekran başında oldular.
Etkinlik, izleyicilerin alkışlarıyla son bulurken, Finlandiya TOGETHER platformu tarafından katılımcılara hediyeler verildi, toplu fotoğraf çekimi ve röportajlar gerçekleştirildi. Mikrofon uzatılan katılımcılar, kadınların yaşadığı zorlukların anlatıldığı bu tür etkinliklerin hem farkındalık hem de dayanışma açısından büyük önem taşıdığını dile getirdi.