Seçimler, Pazar günü sıkı güvenlik önlemleri altında gerçekleştirildi. Oy pusulaları, adaylar, gazeteciler ve Suriye Barolar Birliği’nden gözlemcilerin önünde sayıldı. Ancak bu seçimde halk doğrudan oy kullanmadı.
Yeni Halk Meclisi 210 sandalyeden oluşuyor; bu sayı Esad dönemine göre 40 daha az. Mevcut geçici Devlet Başkanı Ahmed el-Şaraa, meclise 70 üye atayacak. Geriye kalan 140 üye ise el-Şaraa’nın belirlediği Yüksek Komiteler tarafından denetlenen alt komitelerce belirlenecek.
Yetkililer, savaş ve kitlesel göç nedeniyle güvenilir nüfus verileri bulunmadığından doğrudan seçim yapılamadığını açıkladı. Ülke genelinde yaklaşık 7 bin kişi oy kullanma hakkına sahipti. Ancak Süveyda ve Kürtlerin kontrolündeki kuzey bölgelerde, yerel yönetimlerle Şam arasındaki gerginlik nedeniyle seçimler ertelendi.
Adaylar için belirli kriterler de getirildi: Milletvekillerinin yüzde 70’inin akademisyen veya uzman olması, kalan yüzde 30’unun ise toplumun “önemli üyeleri” arasından seçilmesi gerekiyor. Yeni meclis, Esad sonrası dönemde yeni anayasa ve seçim yasası hazırlamakla görevli olacak.
Eleştirmenler, sistemin demokrasi eksikliği taşıdığını ve “iyi bağlantıları olan adayları” öne çıkardığını savunuyor. Başkent Şam’da 490 aday sadece 10 sandalye için yarışırken, seçim kurulunda 500 seçmen görev yaptı.
Buna karşın bazı yetkililer seçimleri “ilerleme işareti” olarak görüyor. Şam’daki seçim komitesi üyesi Lara Eezouki, “Suriye tarihinde ilk kez sandığın gerçekten hüküm sürdüğünü ve sonuçların önceden belirlenmediğini” söyledi. Halk Meclisi adayı avukat Rim Yajizi ise, “Özgür tartışmalar ve seçim bildirgeleri ilk kez yaşandı” dedi.
Esad’ın eski kalesi olan Lazkiye’de ise üç Sünni adayın seçim kazanması dikkat çekti. Ancak bölgede hâlâ iç gerilimlerin sürdüğü bildiriliyor. Yeni milletvekillerinden Rola Daya, “İç barışa ulaşmak için geçiş dönemi adaletine ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
Bu seçim, Esad ailesinin 50 yılı aşan yönetiminin ardından Suriye’nin geleceği açısından kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Suriyeliler, bu sürecin doğrudan seçimlerin önünü açmasını ve ülkeyi özgür, demokratik bir geleceğe taşımasını umut ediyor.