Uluslararası Dil ve Kültür Festivali’nin (IFLC) imzasını taşıyan uluslararası kültür ve sanat programı, ‘Zamanın İzleri’ temasıyla ABD’nin Chicago şehrinde sahne aldı. Özel programı sonuna kadar nefes almadan izleyen binlerce seyirci, yaklaşık 3 saat süren gösteriyi ayakta alkışladı.
ABD’nin önemli sanat merkezlerinden biri olan Chicago’nun merkezi yerinde yer alan Athenaeum Center’da sahnelenen ‘Zamanın İzleri’ ülke kültürlerini; müzik, dans, görsel sanatlar, kostüm ve özel koreografiler eşliğinde, izleyicilere duygu yüklü ve estetik bir anlatımla sundu.
Her biri Hizmet Hareketi’nin eğitim gönüllüleri tarafından ekilen tohumların meyveleri olan 30 dansçı ve 50 şarkıcı ögrenci sahnede büyük bir performans sergiledi.
Programda Chicago Türk-Amerikan Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özlem Keskin, ‘Hoş Geldiniz’ konuşması yaptı. Keskin, “Bu gece, dünyanın dört bir yanından bir araya gelirken, müziğin, sanatın ve hikâye anlatıcılığının insanları bir araya getirme gücünü göreceğiz. Sık sık bölünmüş (ayrıştırılmış) hissettiren bir dünyada, bu sahne umudun, birliğin ve gençlerimizin sınırsız potansiyelinin bir sembolü. Yetenekleri, özverileri ve tutkularıyla bu genç sanatçılar, kültürler, diller ve nesiller arasında anlayış köprüleri kurulabileceğini gösteriyor.”dedi.
BU YETENEKLERİ AĞIRLAMAK BİR AYRICALIKTIR “15 farklı ülkeden, her biri kendi sesini, hikâyesini ve kültürünü bu sahneye taşıyan 90 olağanüstü genç sanatçıyı ağırlamaktan büyük bir onur duyuyoruz.” diyen Keskin “ Bu güzel gösteriyi hazırlamak için yorulmadan çalışan müzisyenlerimize ve sanatçılarımıza en içten şükranlarımızı sunuyoruz.” şeklinde konuştu.
Keskin’in konuşmasının ardından Illinois Eyalet Saymanı (Comptroller) Susana A. Mendoza, kısa bir hoş geldiniz konuşması yaptı. Mendoza, öncelikle Chicago’ya sadece ziyaret amaçlı gelenleri, şehirde kalıcı olarak yaşamaları için davet etti.
Seyircilerden, sahneye çıkacak olan yetenekli, genç kadın, erkekler ve genç öğrenciler için alkış desteği isteyen Mendoza, eyalet olarak bu akşam burda farklı kültür, dil, gelenek ve güzelliklerin sahne almasına ev sahipliği yapmayı bir ‘ayrıcalık’ olarak niteledi. Mendoza, “Özellikle Türk kültürüne karşı gönlünde ayrı bir yer ayırdığını” belirtti.
MİLLETVEKİLİNDEN DİYALOG VE BARIŞ VURGUSUBir başka konuşmacı Illinois Eyalet Milletvekili Michelle Mussman ise “Illinois Eyalet Temsilciler Meclisi adına, IFLC organizatörlerine, Chicago Türk Amerikan Derneği'ne (TASC) ve bu inanılmaz fırsatı bize bu gece sundukları için çok teşekkür ederim.”dedi. Chicago'yu birçok küresel ev sahibi mekandan biri olarak seçilmesine ayrıca teşekkür eden Milletvekili Mussman “ Bu saygın festivale dahil olmaktan gurur duyuyoruz.
Şimdi, her zamankinden daha fazla, çeşitliliğimizi kutlamamız, iyi bir diyalog kurmamız ve tüm insanlar arasında barış ve dostluğa olan ortak bağlılığımızı beslememiz gerçekten önemli.”şeklinde konuştu.
Programın açılışı, IFLC’nin yıllara yayılan kültür ve sanat yolculuğunu anlatan etkileyici bir tanıtım videosuyla yapıldı. Video, festivalin dünya genelindeki iz bırakan etkinliklerinden kısa kesitlerle izleyicilere duygusal bir giriş sundu.
Tanıtımın ardından sahneye çıkan tüm çocuklar, hep birlikte “Colors of the World” (Dünyanın Renkleri) isimli parçayı seslendirdi. Renkli kostümler, coşkulu yorumlar ve sahnedeki enerji daha ilk saniyelerden itibaren salonu etkisi altına aldı.
Açılış bölümünün hemen ardından, Chicago’ya özel olarak hazırlanan, dünyaca ünlü Amerikalı sanatçı Frank Sinatra’nın “Chicago” adlı şarkısı eşliğinde sergilenen özel koreografi sahneye taşındı. Yerel unsurların modern dokunuşlarla harmanlandığı bu gösteri, izleyicilerden büyük beğeni topladı.
Programda IFLC’nin ilham kaynağı olan Fethullah Gülen Hocaefendi rahmetle anıldı. Sanatın, kültürün ve evrensel değerlerin buluştuğu bu özel gecede, onun insanlık için ortaya koyduğu vizyon ve evrensel kardeşlik çağrısı bir kez daha hatırlandı.
Sanatın Diliyle Anlatılan Hayat Yolculuğu, Chicago’da Büyük İlgi Topladı
Gösteri boyunca sahnede kullanılan yerel motiflerle bezeli kostümler, özel tasarlanmış sahne dekorları, ışık düzenlemeleri, koreografiler, şarkılar ve danslar izleyicilerden tam not aldı. Her detay, kültürel zenginliğin ve sanatsal emeğin etkileyici bir yansımasıydı.
Etkinliğin gerçekleştirildiği tarihi Athenaeum Center, teknik alt yapısıyla da dikkat çekti. Sahne arkasında yer alan dev LED ekranlar, izleyicilere gösteriyi her açıdan net bir şekilde takip etme imkânı sundu ve atmosferi daha da güçlendirdi.
Gösteride, insanın doğumdan ölüme uzanan hayat yolculuğu, sanatın evrensel dili ile izleyiciye aktarıldı. Sahnedeki anlatıda; bir bebeğin dünyaya gelişinin getirdiği neşe, bir düğünün heyecanı ve bir kaybın ardından yaşanan hüzün, sahne performanslarıyla duygu dolu bir bütünlük içinde sunuldu.
Salonda kimi zaman davul, zurna ve dombra kimi zaman ise gitar ve trompet sesleri yankılandı. Doğu ile Batı’nın, geçmiş ile geleceğin birleştiği bu gösteride, çok dilli bir anlatım da dikkat çekti.
Türkçe, Kürtçe, Farsça, İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Kazakça, Japonca, Almanca, Arnavutça, Swahilice, Romence, Arapça, Endonezce, Kırgızca, Hintçe ve İtalyanca şarkılar seslendirildi.
Her biri farklı kültürel kimlikleri temsil eden öğrenciler, bu çok dilli yapıyı farklı dans koreografileriyle destekleyerek sahneye taşıdı. Dili, dini, rengi, ya da kökeni fark etmeksizin; yolu sevgiden, hoşgörüden ve birlikten geçen gençler, aynı sahnede tek bir yürek oldular.
Gösteride, Kazak ve Kırgız bozkırlarının özgün ezgilerinden, Tanzanya’nın sıcak güneşiyle harmanlanmış enerjik danslarına, Endonezya’nın melodik ritimlerinden, Romanya’nın köklü geleneksel figürlerine uzanan çok geniş bir yelpazede sahne performansları sergilendi.
Arkansas’tan katılan 9 yaşındaki Namık, enerjik ve coşkulu Dombra performansıyla izleyicilere unutulmaz bir an yaşattı.
Her ülkenin kültürel mirası, hem müzik hem dansla sahneye taşınarak izleyicilere adeta bir dünya turu yaşattı. Zamanın İzleri, temmuz ayında ilk olarak Almanya’nın Bochum şehrinde sahne almıştı.