[ Murat Çetin ] Bilal Erdoğan veliaht ilan edildi!

Erdoğan'ın Özbekistan'a resmi ziyareti sırasında protokolün ilk sırasında Bilal Erdoğan'ın yer alması tepkilere yol açtı.

Murat Çetin


17/25 Aralık yolsuzluk operasyonları sonrasında artık dillere pelesenk olmuştu “Bilal’e anlatır gibi” sözü. Hatırlayacaksınız Erdoğan’ın konutunun bulunduğu İstanbul Kısıklı’daki villasının önüne polis dayandığında oğlu Bilal Erdoğan ile olan görüşmesi yansımıştı tapelere! Erdoğan 30 milyon eoruyu nasıl eriteceğini anlatıyordu oğluna. Öyle tek tek, tane tane, birer birer… İşte ondan sonra “Bilal’e anlatır gibi” deyimi Türk Deyimler Sözlüğü’ne girmese de halk arasında kabul görmüştü. Bilal o olaydan sonra bir süre gözlerden uzak tutulmuştu, hatta bir ara İtalya’ya gitmiş ancak orada bir operasyonla karşılaşmadan Türkiye’ye kaçırılmıştı. Sonra Türkiye’de değişik yerlerde kaldı Bilal, görünmedi ortalıkta! 

Sonraki Allah’ın bir lütfu olan 15 Temmuz oluverdi birden! Eski başbakan Binali Yıldırım’ın ifadesi ile “AKP iktidarının en önemli projesi” olarak tarihe geçmişti 15 Temmuz! Erdoğan, 15 Temmuz’un ihbarını eniştesinden aldığını bu defa millete anlattı Bilal’e anlatır gibi! Bu anlatımı kabul eden etti, etmeyen de sustu zaten! 

2018 yılı Anayasa değişikliği sonrasında “şahsım” devletinin kökleşmesi için her şeyi yaptı Erdoğan. 15 Temmuz 2016 Allah’ın lütfu! darbesinden sonra kurumların bütün genleriyle bir bir oynadı. 15 Temmuz öncesinde medyanın sesi susturulrulmuştu zaten. Artık operasyon yapılabilirdi. Bir taşla iki kuş yetmiyordu zira. Bir taşla kuş katliamı yapması gerekiyordu Erdoğan’ın…. Öyle bir kuş vurulmalıydı ki tek taşla, hem sahte diploma olayı, hem 17/25 Aralık yolsuzluk operasyonları hem de IŞID’e satılan silahlar, altın ve petrol kaçakçılığına ilişkin deliler buhar olup uçmalıydı. 

Korku dağları sarmıştı yolsuzluk operasyonlarının olduğu günlerde. Ve herkesin gözü önünde olmuştu her şey. Bir gecede Türkiye’nin ayarları ile oynandı. Türkiye’de bir gecede şahsım devletine geçildi. Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere adliye, mülkiye ve iş dünyası ve dahası medya esir alındı. Ve artık bütün kurumlarla milletin üzerine abandı Erdoğan. 

Bilinç altına girildi, şuurlar darmadağın edildi. Ve gün geldi oğul Bilal elinde okuyla yeniden sahne aldı. Damat Berat Albayrak’ın bir yatta görüntülerinin ortaya çıkmasından sonra da gizliden Bilal’ın ortaya çıktığı söylendi. Kabadayı yeğen Ali Erdoğan ile operasyona çıkmışlardı; hedef damattı. Ve sonra alttan alta Berat’ın bir güzel hırpalandığı haberleri yine bu ekip tarafından bilinçli olarak sızdırıldı kamuoyuna. Bilal gücünü göstermişti. Berat tepelenmişti. Oğul Bilal eniştesi Berat’ın İç işleri Bakanı Süleyman Soylu ile kavgalarına karışmadı. ”Yesin birbirlerini“ dedi ve izledi. 

Geçen günlerde son dakika haberleri ile çalkalandı Erdoğan yanlısı medya. Kırmızı renkte büyük puntolarla son dakika anonsları geçiyordu. Baktım, oğul Bilal konuşmuş. ABD’de 3 bin dolar alanın Türkiye’de 5 bin TL alandan daha kötü durumda olduğunu açıklamış. “Allah Allah…” demiştim, “Hayırdır inşallah…” Sonra devamı gelir mi diye bekledim, gelmedi ama Bilal’ın bu söylediklerini sanki bir ekonomistin büyük bir tespitiymiş gibi verdi Sabah Gazetesi başta olmak üzere yandaş medya. Öyle yılların ekonomi gazetecileri olayı ballandıra ballandıra işlediler, oğul Bilal’e övgüler dizdiler. Çok garipsemiştim, gülmüştüm. Nereden bilebilirdim ki Bilal’a bu kadar övgü düzen gazetecilerin bir koku aldıklarını. Gazetecinin burnu tazı burnu gibi olmalı ki iş çıkartsın derler. Öyle de olmuş, tazı burnuna sahip köşe başlarını tutmuş duayen gazeteciler Bilal’e övgüler dizmiş, Sabah’ın başyazarı Mehmet Barlas ne yazmış bakın şimdi hatırlayamadım. 

Neyse, Rusya’nın Ukrayna işgalini görmezlikten gelen, binlerce Ukraynalının hayatını kaybetmesini hiçe sayıp Rus oligarkları Türkiye’ye getirten Erdoğan’ın neşesine diyecek yok bu günlerde. NATO zirvesi, arka arkaya gelen Avrupalı devlet ve hükümet başkanları Sultan Süleyman’ı bile kıskandıracak bir güç bu! Asrın lideri herkesi idare ediyordu! Sultan İkinci Abdulhamid Han bile toprağından çıkıp gelse “Haşmetmaap Cumhurbaşkanım nasıl başarıyorsunuz bunu?” diyecek noktadaydı asrın lideri! Bu başarıydı ve Erdoğan bunu şahsım devletine borçluydu! Artık bir adım daha ileri atılmalıydı… Öyle ya artık Sultan Erdoğan’ın devri yaşanıyordu! 

Kimisine göre Erdoğan Halife olmaydı, kimine göre de zaten Mehdi’ydi ya! Beklenen bu adım Erdoğan'ın Özbekistan ziyaretinde geldi. Erdoğan, Türk heyetini Özbekistan Cumhurbaşkanı’na tanıtırken Bilal Erdoğan ilk sıradaydı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a kadar tüm bakanlar ondan sonra tanıtıldı. Bekir Bozdağ neyse de 15 Temmuz’un “gizli kutusu” Hulusi Akar devlet terbiyesi almış bir generaldi, TSK’nın komutanıydı. Nasıl böyle bir olaya izin vermişti acaba. Son dakika mı olmuştu bu işler. Yoksa Erdoğan’a yaptığı biattan sonra yeni biatını Bilal’e mi yapmıştı? 

Aslında bugün çok farklı bir yazı yazacaktım ama haftada bir yazdığım için Bilal’in veliaht ilan edilişini kaçıramazdım. Hayırlı olsun şahsım devletinin veliahtı. Türkiye’ye de bu yakışır, öyle ya “Nasılsanız öyle yönetilirsiniz!” Erdoğan işaret fişeğini attı. Bilal Erdoğan artık veliaht ilan edildi. Zamanlama bu kadar iyi olamazdı. ABD Başkanı Biden ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in Erdoğan’a muhtaç (!) oldukları bir dönemde artık şahsım devletinin temelleri de güçlendirildi. Bilal Erdoğan veliaht ilan edildi. Yalnız burada anlamadığım bu nokta var; 

Bu ilan Sultan Birinci Ahmed öncesi kurullara göre mi yapıldı yoksa sonrasına göre mi! Öncesine göre yapıldı ise sorun yok, Sultan babası istediği evladını veliaht ilan edebilir. Peki bu durumda 23 Nisan 1980 doğumlu Bilal Erdoğan’dan önce 4 Temmuz 1979 doğumlu abisi Burak Erdoğan ne olacak ? Kardeş katli mi işleyecek?!?! Sultan Ahmed sonrasının veliahtlık kurallara geçerliyse “eşber ve erşed” kuralı işlemeli. Yani büyük olan ve akil-baliğ olan tahta geçer kuralı. Büyük olan Burak olduğuna göre neden o geçmiyor o zaman? Yoksa Burak akil-baliğ değil mi? 

Sahi nerelerde Burak Erdoğan, neden günyüzü gösterilmiyor ? Neden saray ve köşklerin kuytu köşelerinde yaşamak zorunda? Neyse neler diyorum ben! Vardır Reis’in bir bildiği…. Ben mi düşüneyim şimdi bunu? Veliaht koltuğuna oturamayan damat Berat ile tahtta gözü olan Süleyman Soylu düşünsün…. Bir de devletin başına geçmeyi yana yakıla isteyen Hulusi Akar ve tabi ki MİT Başkanı Hakan Fidan! Bu işe üzülen çok anlaşılan. Neyse ne, olan oldu artık. 

İki konuya işaret edip yazıyı tamamlayacağım.. Birincisi; Tayyip Erdoğan devlet teamüllerini hiçe sayarak oğlu Bilal’ı bakanların önüne geçiçerek protokol sırasının ilk sırasına alarak veilaht ilan ettiğine göre demek ki iktidarda son günlerini yaşadığını kabul ediyor. İkincisi ; Şehzade Veliaht Bilal Efendi’yi buradan uyarıyorum! Babanız Sultan 1. Recep Tayyip Erdoğan hazretleri size pek de iyi bir ülke bırakmıyor. Benden söylemesi.
31 Mart 2022 13:05
DİĞER HABERLER