AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı İnterpol’ü suiistimal ettiği belgeleriyle ortaya çıkmıştı. Gelişme üzerine ‘İnterpol en bildirim sisteminin Türkiye tarafından kötüye kullanılması’ hakkında rapor hazırlanırken, Senatör Roger Wicker konuyu ABD gündemine taşıdı.

Senato katında konuşma yapan Wicker, Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı’nın diktatör ve otoriter rejimler tarafından kötüye kullanılmasına dikkat çekti. İnterpol’ün bu hafta sonu İstanbul’da düzenlenen yıllık Genel Kurulu’nun, “despotların ve dolandırıcıların” muhalifleri cezalandırmak ve hukukun üstünlüğünü baltalamak için örgütü nasıl kullandığını net bir şekilde hatırlatması gerektiğini açıkladı. Toplantının yapılacağı Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin rejim muhaliflerine karşı silahlandırma konusunda korkunç bir sicile sahip olduğuna işaret etti.

Wicker Türkiye, Rusya, Çin ve Venezuela’yı İnterpol’ü başlıca sömürücüleri olarak nitelendirdi. Wicker, İnterpol’ü suiistimal örneklerinden biri olarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i eleştiren ve Rusya’dan kaçmak zorunda kalan Amerikalı bir finansör olan Bill Browder’ın deneyimini aktardı.

Wicker, meslektaşlarını küresel yolsuzluk ve İnterpol’ün kötüye kullanımına karşı mücadele çağrısı da yaptı. İnterpol’ün bu yılki Genel Kurul’u Türkiye’de yapmasının korkunç olduğunu söyleyen Wicker, “Türkiye, İnterpol’ün Kırmızı Bülten ve Mavi Bülten sistemlerini en çok suistimal eden ülkelerden biri haline gelen bir ülke. Türkiye, siyasi güdümlü suçlamalarla hükümeti eleştirenlere zulmetmek ve tutuklamak için İnterpol’ü defalarca silahlandırdı. Gazeteci Can Dündar buna en iyi örnek. Türk hükümetinin Suriye’deki İslamcı bir gruba silah tedarik ettiğini bildirmişti. Bir Türk mahkemesi tarafından casusluk ve terör örgütüne yardım etmekle suçlandı. Grubun adı hiçbir zaman açıklanmadı. Ve gıyaben 27.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Neyse ki Almanya, Bay Dündar’ı iade etmeyi reddetti” diye konuştu.

İnterpol’ün Türk hükümeti tarafından gönderilen yaklaşık 800 kırmızı bülteni reddettiğini açıklayan Wicker, “İsveçli bir insan hakları grubu, Türkiye’deki başarısız darbe girişiminin ardından 2016’da, Türk hükümetinin yalnızca hükümeti eleştiren ve siyasi muhalif olan kişileri hedef alan on binlerce INTERPOL bildirimi sunduğunu bildirdi. Bu kişilerden bazıları uluslararası havaalanlarında mahsur kaldı, gözaltına alındı ??ve Türkiye’ye teslim edildi ve orada hapis yattılar.” uyarısı yaptı.

Erdoğan’ın kendi otoriter hedeflerini ilerletmek için bu yılki Genel Kurul’dan yararlanacağını kaydeden Wicker, “Türkiye bu üst düzey olayı uluslararası toplumu yanlış yönlendirmek ve yalan söylemek için kullanmayı planlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yabancı ülkelerdeki eleştirilerini neden İnterpol aracılığıyla yabancı kanun yaptırımlarını kullanarak yakalayabilmesi gerektiğini açıklamaya çalışacaklardır. Bu gerçekten İnterpol’ün meşruiyetini ve gelecekteki yaşayabilirliğini tehdit edecek.” değerlendirmesi yaptı.

İnterpol’ün suistimaline karşı sistemler kurulması çağrısı yapan Wicker, “İnterpol’ü yasal süreç ve şeffaflık reformları için baskı yapmak için nüfuzumuzu kullanmamızı gerektirecektir, Amerikan yasa uygulayıcıları asla yabancı dolandırıcıların ve diktatörlerin işini yapmamalıdır.” dedi.