Bel ve boyun fıtıkları, eklem burkulmaları, romatizma ve kireçlenme gibi rahatsızlıklar vücutta ciddi ağrılara neden olabiliyor. Uzmanlar, bu ağrıların kulaktan dolma bilgilerle ve yanlış yöntemlerle giderilmeye çalışması, sakatlanmalara ve kalıcı hasarlara yol açabiliyor.
Memorial Hizmet Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü'nden Uz. Dr. Demet Tekdöş Demircioğlu, ağrılarla ilgili doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi verdi. Her bel ağrısı fıtıktan kaynaklanmıyor diyen Demircioğlu, şunları söyledi: "Bel ağrıların büyük çoğunluğunun fıtıktan kaynaklandığı düşünülse de belde meydana gelen ağrıların %80-85 sebebi yumuşak doku zedelenmeleridir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, kişinin yakınmasına neden olan bel ağrısının kaynağının belirlenmesidir. Yumuşak doku zorlanmaları veya güçsüzlüğünden kaynaklanan ağrıların önemli bir kısmının tedavisi egzersizle güçlendirme ve beli doğru kullanmayı sağlama ile giderilmektedir.
SERT ZEMİNDE DEĞİL ORTOPEDİK YATAKTA YATILMALI
Bel ağrılarında yapılan en büyük yanlışlardan biri de sert zeminde yatmaktır. Sert zeminde yatmanın bel ağrılarına iyi geldiği yönünde hiçbir bilimsel veri bulunmamaktadır. Çok sert ve kemik çıkıntılarına baskı yapacak bir zemin istirahat için uygun değildir. Bel ağrılarında verilen yatak istirahati ne çok sert ne de çok yumuşak olmayan yataklarda yapılmalıdır. Kişinin omurga biyomekaniğini bozmayan ortopedik bir yatakta istirahatin gerçekleştirilmesi en doğru yaklaşımdır.
KORSE YARARDAN ÇOK ZARAR VEREBİLİR
Beldeki en küçük bir ağrıda bile korse kullanılması bu konuda yapılan hatalar arasında yer almaktadır. Korse kullanılması çok kısıtlı bir alanda ve kısıtlı bir süre için önerilmektedir. Korse kullanımının 3 haftadan kısa tutulması gerekmektedir. Uzun süreli korse kullanımları bel kas kuvvetlendirme programlarının tam tersi kasları güçsüz bırakacağı için zararlı olabilmektedir. Beli kuşakla sarmak bile korse ile aynı olumsuz etkiyi gösterebilmektedir.
FİZİK TEDAVİ SEANSLARIM BİTTİ DİYEREK DİKKATSİZ DAVRANMAYIN
Özellikle bel ve boyun ağrılarından sonra fizik tedavi, ilaç ve cerrahi gibi birçok tedavi seçeneği bulunmaktadır. Tedavilerden sonra tedbirsiz ve dikkatsiz davranmak yaşanan ağrının tekrarlanmasına neden olabilmektedir. Gerek cerrahi müdahaleler gerek fizik tedavi sonrasında hastalara düşen belli görevler bulunmaktadır. Doğru egzersiz programlarıyla bel, karın ve boyun kaslarının güçlendirilmesi gerekir. Bununla birlikte hastaların zararlı yaşam alışkanlıklarını da değiştirmesi çok önemlidir. Fiziksel aktivite hayatın her alanına katılmalıdır.
EKLEM AĞRILARINA SICAK YERİNE SOĞUK UYGULANMALI
Önceden teşhisi konulmamış ve ani gelişen eklem ağrılarında ilk tercih edilen yöntem soğuk uygulama olmalıdır. Bilek burkulması, dirsek, el bileği, omuz ve diz gibi eklemlerde ortaya çıkan ağrının kaynağı ödem, tendon kopması ya da kaslardan olabilir. Ağrının olduğu alana sıcak uygulanması var olan bir ödemin artmasına neden olabilmektedir. Eklem ağrılarında soğuk uygulamanın tek yan etkisi kas spazmı olurken sıcak uygulama çok daha ciddi tablolara neden olabilmektedir.
EŞ YA DA ARKADAŞ MASAJI İLE AĞRILARDAN KURTULMAYA ÇALIŞMAYIN
Eklemlerde meydana gelen ani ağrılara ilk seçenek olarak masaj uygulamak yanlış bir yaklaşımdır. Profesyonel ellerde yapılmayan masaj zaten dokularda var olan hasarı daha da artırabilir. Bu dönemde yapılması gereken soğuk uygulama ile ağrılı bölgeyi bandajla istirahate almak olmalıdır. Ağrılı eklemi bandajlamak eklemi hareketsiz hale getirerek istirahate alacağı gibi, var olan ödemin genişlemesini kontrol altına almaktadır.
KAPLICAYA ROMATİZMANIZI TETİKLEYEBİLİR
İltihaplı eklem romatizması olan hastalar ağrılarından kurtulmak için kaplıcaları tercih etmektedir. Özel durumlarda tedaviyi destekleyici olarak tavsiye edilebilen kaplıcaları, birebir tedavi yöntemi olarak görmek doğru değildir. Özellikle iltihaplı eklem romatizması olanların doktor görüşü olmadan kaplıcalara gitmemesi gerekir. Sıcak uygulamanın genel etkileri nedeniyle eklemlerde var olan ödem ve iltihabı artırarak romatizmal ağrıların şiddetlenmesine neden olabilmektedir. Sıcak uygulamadan fayda görecek, su içi egzersizlerden yararlanacak ve kaplıcalardaki minerallerden fayda görecek hastaların bu alanlara yönlendirilmesi gerekmektedir. Kireçlenme rahatsızlığı olan hastaların kaplıcalara gitmesi olumlu sonuçlar verebilmekle birlikte, kireçlenmenin akut dönemlerinde olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Hastaların kaplıcaya gitmeden önce bir doktora gitmesi ve uzman desteği alarak hareket etmesi doğru olacaktır.
KALSİYUMUN KİREÇLENMEYİ ARTTIRDIĞI İNANCI YANLIŞ
Toplumda kalsiyum kullanmanın kireçlenmeyi artırdığı yönünde yanlış bir inanış bulunmaktadır. Radyolojik görüntülemelerde eklemlerin içinde kalsiyum kristallerinin birikmesine benzer bir görünüm olmasından dolayı hastalar özellikle kalsiyum vitamini kullanmak istememektedir. Bir aşınma hastalığı olan kireçlenmede (artroz) eklemlerde kalsiyum birikmesi yaşanmamaktadır. Diz, ayak bileği, omurga kireçlenmeleri yaş ile birlikte artan rahatsızlıklardır. İlerleyen yaşlarda ortaya çıkan bir başka rahatsızlık olan osteoporoz yani kemik erimesi hastalarının özellikle kalsiyum vitamini desteği alması gerekmektedir. Kalsiyum ve D vitamini desteği alması gereken hastaların kireçlenmeyi bahane etmesi olumsuz tabloların oluşmasına neden olabilmektedir.
CİHAN