Dünya basının çoğunluğu Rus Büyükelçi suikastiyle ilgili Erdoğan'ın tezlerine inanmıyor.
El Nusra’nın Ankara’da, dünyanın gözü önünde “Cihat propagandası” yaparak gerçekleştirdiği Rus Büyükelçi cinayetinin yankıları sürüyor. Erdoğan rejimi saldırının ilk saniyesinden itibaren herhangi bir delil, iz, işaret olmamasına rağmen Cemaate cinayet iftirası atmaya başladı. Siyasi yönetimin dillendirdiği bu tezi doğru çıkarabilmek için gazeteci ordusu var güçleriyle çalışıyor, her gün yalan haberlere imza atıyor.
İkinci aşamada ise Ankara, uluslararası kamuoyuna bu yalan ve iftirayı “ithal etmenin” yollarını arıyor. Ancak diğer ülkelerin medyaları havuza dâhil olmadığı için, Erdoğan’ın tezlerini sorguluyor haliyle. Ortaya çıkan tablo, Ankara’nın, iftirayı “Dışarıya” da kabul ettirebilmek için uzun bir yol olduğunu gösteriyor.
DÜNYA BASINI BÜYÜKELÇİ SUİKASTİNİ NASIL OKUYOR?
el Ahram: Moskova, Türkiye’nin Rus Büyükelçisinin öldürülmesini Gülen Cemaatine bağlama girişimini kabul etmedi.
youm7: Mert Altıntaş’ın telefonunu inceleyen uzmanlara göre katil birkaç gün önce Nursa biatini ve Marşını ezberlemiş. Katilin telefonunda 4 ayrı şifre çıktı. 120 uzman şifreleri kırmak için çalışıyor. Eğer basarisiz olurlarsa telefon Rusya'ya gönderilecek.
addiyar.com - annahar.com - alqabas gibi haber siteleri Kremlin sözcüsünün yaptığı, katilin bağlantıları konusunda hızlı sonuçlara varılmaması uyarısına dikkat çekti.
alarab.co.uk - emiratesvoice - alwafd.org gibi birçok site de Katil Altıntaş’ın 8 defa Erdoğan’ın korumalığını yaptığına işaret ettiler.
Radio Free Europe: Türk makamları Gülen’le bağını bulmak için çalışsalar da, Mert Altıntaş’ın attığı sloganlar daha çok el Kaide bağlantılı Suriye'deki radikal İslami gruplarla ilişkili. Hürriyet gazetesinin haberine göre 'Biz cihat için Hz Muhammed'e yemin ettik' sözü NusRa Cephesinin propaganda videolarında kullanılıyor.
foxnews: Bağımsız Türk güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, saldırganın attığı sloganların cihatçı örgütler tarafından kullanıldığına dikkat çekiyor.
timesofisrael: Cumhurbaşkanı Erdoğan Çarşamba günü Rus Büyükelçisinin katilinin 15 Temmuz darbesiyle suçlanan Fethullah Gülen grubundan olduğunu söylese de Moskova erken sonuçlara varmamak gerektiği konusunda uyardı.
Rai AL Youm’da çıkan yorumsa şöyle:
Rus Büyükelçisinin gerçek katili kim? Bu cinayet Erdoğan’ın Suriye konusunda kökten değişmesine mi neden oldu? ABD ve Rusya cinayetin Fethullah Gülen Hareketi'yle ilişkili olduğu konusundaki resmi anlatıma neden şüpheyle bakıyor?
ABD ve Rusya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dile getirdiği Rus Büyükelçisinin katili Mert Altıntaş’ın Fethullah Gülen Hareketine mensup olduğu yönündeki Türkiye’nin resmi tezini kabullenmeme konusunda uyum gösterdi. Kremlin sözcüsü soruşturma sonuçlarının beklenmesinin önemini vurgulayarak hızlı sonuçlara varmamak gerektiğini belirtirken, ABD Dışişleri sözcüsü John Kirby de Ankara’nın iddialarını yalanladı.
Feth'uş Şam örgütü, yani Nusra'nın, sal diriyi üstlenen ve Mert Altıntaş’ın örgüte mensup olduğunu belirten açıklaması şüpheleri daha da artırdı.
Nitekim Mert Altıntaş’ın cinayet esnasında attığı aşırı İslamcı sloganlar ve Halep vurgusu da dikkat çekiyor. Dahası, Altıntaş geçtiğimiz Temmuz ayından bu yana sekiz defa Erdoğan’ın korumalığını üstlenmiş.
Feth'uş Sam (Nusra) Cephesi ve diğer muhalif İslami gruplar, Suriye'ye müdahalesinden bu yana Rusya'ya eşi görülmedik ölçüde kızgınlar. Bu nedenle, Rus Büyükelçinin katilleri olmaları ihtimali uzak değil. Ancak Nusra ve diğer muhalif grupların kızgınlığı, Halep'i ve halkını yarı yolda bırakması, sözlerini tutmaması nedeniyle bu sefer Erdoğan’a da uzandı.
Erdoğan dün yaptığı açıklamada önceliklerinin Suriye rejimini düşürmek değil terörizmle mücadele olduğunu söyleyerek Suriye'de Rusya ve İran’ın tezine tam olarak uyum sağlamış oldu.
Bu cinayetin Türk-Rus ilişkilerini olumsuz etkilemesini beklemiyoruz. Ancak asıl tehlike Türkiye’nin istikrarının darbe alması. Rus uzmanların katıldığı soruşturma katilin Nusra ‘ya mensup olduğuna karar verirse, örgüt ve Türk hükûmeti arasındaki ilişki benzeri görülmemiş bir gerilime ulaşacaktır. Hatta sahada çatışma dahi ihtimal dâhilinde.
Bu yıl Türk hükûmeti ve AKP için oldukça zor geçti. Ancak önümüzdeki yıl daha iyi geçeceğe benzemiyor. Birçok problem çözülmeden yeni yıla intikal etti. En önemlisi de terör tehlikesi.
raialyoum.com/?p=587656