Sabah gazetesinde Dilek Güngör’ün yazdıklarına Bakan Abdülhamit Gül’ün verdiği sert yanıt ve Tamince hamlesi ile gün yüzüne çıkan kavgada, Gül’ün karşısında yer alan tarafın Erdoğan’ın avukatlarının oluşturduğu ‘İstanbul Grubu’ olduğu ifade ediliyor.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile Sabah gazetesi arasında yaşanan tartışma ile gün yüzüne çıkan “yargıdaki güç mücadelesinin” perde arkasında “İstanbul Grubu”nun olduğu belirtiliyor. Buna göre yargıda “İstanbul Grubu” olarak bilinen ve “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’daki avukatlarının yönettiği” iddia edilen bu grubun “Erdoğan’ın da vekâletini kullandığı” ve özellikle İstanbul Adliyesi’nde ana güç merkezi haline geldiği ifade ediliyor. Hâkim ve Savcılar Kurulu’ndaki (HSK) bazı üyelerin de destek verdiği bu grubun “yargı eliyle yapılan siyasi operasyonların perde arkasındaki beyin” olduğu belirtiliyor. Son dönemde “yargıda rahatsızlık yaratan” bu grupla çekişme halinde olan “Hakyolcular”ın da desteğini alan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün, Rixos Otelleri’nin sahibi, işadamı Fettah Tamince’yle ilgili soruşturma açmak istemesi ile doğrudan bu gruba mesaj verdiği belirtiliyor.
Cumhuriyet Gazetesi'nden Alican Uludağ'ın haberine göre AKP güdümlü yargıdaki kavga geçtiğimiz günlerde karşılıklı atışma ile su yüzüne çıktı. Bakan Gül’ün açıklamalarının hedefinin yargıda “İstanbul Grubu” olarak adlandırılan yapılanma olduğu öğrenildi. İstanbul’da, “Erdoğan’ın avukatlığını yapanların” yönettiği ileri sürülen bu grubun, özellikle İstanbul adliyelerinde etkili olduğu ifade ediliyor. Bu grubun hâkim ve savcı atamalarında, “HSK’de kendilerine yakın üyeler yoluyla etkili” olduğu belirtilirken, grubun bazı dosyalarda “çıkar ilişkilerine girdiği” de kulislerde konuşulan en önemli iddialar arasında başı çekiyor. Başta Çağlayan olmak üzere İstanbul’daki adliyelerde bu gruba yakın olmayan hâkim ve savcıların unvanlı görevlerden uzaklaştırıldığı ifade ediliyor.
Son dönemde güçlenen İstanbul Grubu’nun, “HSK’de istediği bazı atamaları yaptıramaması” üzerine, kendilerine “engel” olarak gördükleri Bakan Gül’ü hedef aldıklarına dikkat çekiliyor. Bu aşamadan sonra Gül’ün, Sabah gazetesi yoluyla hedefe konduğu ve yıpratılarak yerine kendilerine yakın bir avukatın bakan yapılmak istendiği de konuşuluyor.
Diğer tarafta Hakyolcular var
Bu kavganın önemli bir tarafını da Hakyolcular oluşturuyor. İstanbul Grubu’nun İstanbul’dan tasfiye ettiği Hakyolcular’ın “Bakan Gül’ün yanında yer aldığı” dile getirilirken, son yüksek yargıdaki atamalarda bu gruptan üyelerin de atanmasının, bunun bir göstergesi olduğuna işaret ediliyor. Öte yandan Bakan Gül’ün “maklube” açıklamasıyla aynı gün yaptığı Fettah Tamince hamlesinin de bu kavganın bir parçası olduğu ifade ediliyor. Adalet Bakanı’nın, soruşturmasının yeniden açılmasını istediği Tamince’nin Antalya’daki dosyasının kapatılmasında İstanbul Grubu’nun etkin rol aldığı biliniyor. Tamince’nin Antalya’daki avukatlığını Erdoğan’ın da avukatı olan Ahmet Kürşat Köhle yapmıştı. Tamince’nin kurduğu Antalya Bilim Üniversitesi’nde Köhle’nin yanı sıra Erdoğan’ın İstanbul’daki etkili avukatlarından Ahmet Özel ve Mustafa Doğan İnal da yer alıyor. Bakan Gül’ün, Tamince’ye Erdoğan’ın “oluru” ile yeniden soruşturma açmak istemesi, bu gruba doğrudan mesaj olarak değerlendiriliyor.