Gazeteci Yazar Faruk Mercan Samanyoluhaber.com'daki yazısında Aydın Doğan'a kurulan kumpasın perde arkasını yazdı.
Aydın Doğan kimin gazabına uğradı, 28 Şubat davasının savcısı Mustafa Bilgili 25 gündür neden nezarette?
Cadı avı sınır tanımıyor.
Hürriyet grubunun Ankara İdari Temsilcisi Barbaros Muratoğlu, Cemaat bağlantısı iddiasıyla gözaltına alındı.
Ankara'daki bütün gazeteciler bilir. Bu arkadaşın siyasi konularla zerre kadar ilgisi yoktur. Ankara'ya gelen Hürriyet yöneticilerini karşılamakla görevli bir kişiydi.
Bir havuz gazetesi, bir hafta önce manşet haber yapıyor, bir hafta sonra Muratoğlu gözaltına alınıyor. Türkiye'de yargının durumu artık böyle...
Doğan Grubu'nun açıklamasına bakıyorum. “Biz yıllarca Cemaat'in gazabına uğradık. Cemaat bize 1 milyar dolarlık vergi kumpası kurdu. Biz mi Cemaatçiyiz?” diyorlar.
Daha da acısı, Kanaltürk'te program yapabilmak için Akın İpek ve ailesinin etrafında dört dolanan bir Doğan gazetecisi şimdi, “Bunlar Cemaat teröristi” yazıları yazıyor...
Peki Google'a girin... “Ey Aydın Doğan....” diye yazın. Saraydaki Şahsın Aydın Doğan hakkında daha bir yıl öncesine kadar neler söylediğine bir bakın...
En sonunda Aydın Doğan, gazetesinde bir mektup yayınlamış ve “Cumhurbaşkanı benden ne istiyor?” demek zorunda kalmıştı...
Saraydaki Şahıs, Aydın Doğan'dan ne istiyordu?
Cevabı çok basit: Biat etmesini...
Hürriyet grubunun yayınlarından rahatsızdı. Sonunda Doğan'a ambargo getirdi. Partisinden kimse Doğan'ın TV kanallarına çıkmıyordu. CNN Türk ambargolu bir kanaldı.
Petrol Ofisi, Hilton Oteli arazisi, bunlar işin teferruat kısmıydı. Saraydaki Şahıs, Hürriyet gazetesini istiyordu. Aydın Doğan ise gazeteyi satmaya yanaşmıyordu.
Aydın Doğan'a operasyon aslında yıllar önce 28 Şubat davasında yapılacaktı. 28 Şubat davasının savcısı Mustafa Bilgili'ye ne baskılar yapıldı bunun için...
Bizzat bir Hürriyet grubu yöneticisinden dinledim. Mustafa Bilgili en sonunda şöyle isyan ediyor:
“Şu anda 28 Şubat'ın bütün sanıkları tutuksuz yargılanıyor. Aydın Doğan ve Doğan grubu gazetecilerinin tutuklanması için operasyon yapamam...”
Peki şimdi nerede Savcı Mustafa Bilgili?
İhrac edilen savcılardan... 9 Kasım günü gözaltına alındı ve 25 gündür hala Ankara Emniyeti'nin nezaretinde... Zulmü görüyor musunuz?
Eğer zamanında Saraydaki Şahsın talebini yerine getirip Aydın Doğan'ı tutuklatsaydı, başına bunlar gelir miydi? Kesinlikle hayır...
Ne demişti İstanbul'daki polis şefi Ali Bulaç'a:
“Ali Bulaç, Reis'in kıymetini bilemedin, bak şimdi sürünüyorsun. Daha çok sürüneceksin. Bak, Ahmet Taşgetiren Reis'in kıymetini bildi, keyfini çıkarıyor.”
Evet, Reis'in “kıymetini bilen” savcılar da şimdi keyfini çıkarıyor.
Ama bir de bunun yarını var...
Bu devran geçtiğinde, bu devir kapandığında çocuğunun, torunun yüzüne bakabilmek var...
Tarihe geçecek bu dönemde yaşananlar...
Gelecek nesiller herkesi tek tek okuyacak.