Balyoz davasında ilginç gelişmeler yaşanıyor. 967 sayfalık iddianame ve yüzlerce klasörlük delille suçlanan sanıklar yeni bir taktik belirledi.
Günlerce süren savunmalar yerini birkaç dakikalık ifadelere bıraktı.
Hatta, sanıklar uzun savunma yapmamaları konusunda birbirini uyarıyor. Davanın ilk iki sanığı Çetin Doğan ve Özden Örnek 3 günde savunma yaparken, İbrahim Fırtına bunu bir güne sığdırdı. Ardından gelen diğer sanıklar ise sadece 10-15 dakika konuşuyor. Yeni plan, davayı bir an önce Yargıtay'a taşımayı amaçlıyor. Strateji değişikliğinin altında Yargıtay'da aklanma çabası yatıyor. Sanıklar, reddedilen tahliye taleplerinin, İlhan Cihaner olayında olduğu gibi hayata geçirilmesini ümit ediyor.
'Balyoz' darbe planı davasında ilginç gelişmeler yaşanıyor. Davanın önceki gün görülen 28'inci duruşmasında avukat Şule Nazlıoğlu Erol, sanıkların kendi aralarında toplanıp ortak bir karar aldığını ve 196 sanıkla ilgili sadece 5 avukatın konuşacağının kendilerine söylediğini belirtmişti. Bu avukatların kimler olduğunun da açıklanmasını talep etmişti. Bundan sonra avukatlar kısa konuşmalarla talep sıralarını geçiştirdi. Birçok sanık avukatı tahliye bile talep etmedi. Dünkü 29'uncu duruşmada ise bir önceki duruşmaya gelmeyen avukatlar müvekkilleri için çeşitli taleplerde bulunmaya başladığı sırada sanık sıralarından homurdanmalar yükseldi. Avukat Fatih Volkan'ın da, "Ben şu beyhude savunmaların yapılmasından ziyade sanıkların sorgularının yapılmasını talep ediyorum." demesi dikkat çekti. Bu gelişmeler davanın içeriğinin ve savunmanın anlamsızlaştırılmaya çalışıldığının göstergesi. Öyle ki, bir sanığın savunmasında anlatmak istediği konular var ama diğer sanıkların baskısından konuşamıyor. Bunu da sanıklardan emekli Korgeneral Ayhan Taş'ın, bir sanığın çapraz sorgusu sırasında söz isterken söylediklerinden anlıyoruz: "Savunmam sırasında, sizlere kararınızda yardımcı olacak bazı bilgiler hazırlamıştım, ancak savunmaların kısa olması kararı nedeniyle açıklayamadım. Şimdi kısaca anlatayım."
Yaşananlar ve söylenenlere bakıldığında davada etkin olan bazı sanıkların davayı özel bir plan dahilinde bir an önce bitirmeyi amaçladığı görülüyor. Avukatlara ve diğer sanıklara "Kes!" diye bağıran sanıklar var. Avukatların bile tepkili olduğu, şaşırdığı bir durum.
Balyoz'da 'iç tehdit' itirafı
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 'Balyoz' davasının 29. duruşmasına eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 149 tutuklu sanık ile 21 tutuksuz sanık katıldı. Duruşma bazı sanık vekillerinin taleplerinin alınmasıyla başladı. Daha sonra sorguya geçildi. Bir önceki duruşmada sorgusu yapılamayan Halil Kalkanlı, sanık kürsüsüne çağrıldı. Üye Hakim Murat Üründü, Kalkanlı'ya "Plan semineri kapsamında iç tehdide yönelik plan hazırladınız mı?" diye sordu. Sanık bu konuda bir çalışma yapmadığını savundu. Kalkanlı'dan sonra söz alan emekli Korgeneral Ayhan Taş, daha önce savunmasında alınan karar nedeniyle kısa konuştuğunu ve anlatmak istediklerini anlatamadığını aktardı. 1. Ordu Komutanlığı bölgesinde faaliyette olan 2. ve 5'inci Kolordu komutanlıklarının 'dış tehdit'le ilgilendiğini yani cephede olduğunu söyledi. 3. ve 15'inci Kolordu komutanlıklarının ise geri planda yani 'iç tehdit'le mücadele ettiğini kaydetti.
Daha sonra söz alan emekli Tümgeneral Behzat Balta ise Taş'ın hocası olduğunu ifade ederek, "Sayın komutan -cephede olanlar, geri planda olsanız ne yapardınız- diye, geri planda olan 3 ve 15'e de -siz cephede olsanız ne düşünürdünüz- diye bunlara ilişkin plan hazırlama talimatı vermiştir. Burada ilgili birlikler de talimat doğrultusunda plan yapmıştır. Seminerde sivil hayat konuşulmuştur." dedi. Bu açıklama ise sanıkların daha önceki duruşmalarda 'iç tehdit'e yönelik plan yapılmadı iddialarını da yalanmış oldu. Önceki duruşmalarda savunma yapan emekli Tümgeneral Nuri Ali Karababa, emekli Tuğgeneral Mustafa Kemal Tutkun ile Tümgeneral Nurettin Işık'ın da aralarında bulunduğu bir çok sanık, katıldıkları seminerde 'iç tehdit'in konuşulmadığını, 'dış tehdit'in gündeme geldiğini savunmuştu.
Hakimden sert uyarı: BURASI TİYATRO SALONU DEĞİL
Sanıklardan Tuncay Çakan'ın avukatı Salim Şen ise sanıkların tahliyesi yönünde oy kullanan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şeref Akçay'ın, Beşiktaş'taki adliyede nezaket dışı davranışlara maruz kaldığını ileri sürdü. Şen'in sözlerinin alkışlanması üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, "Burası tiyatro salonu değil!" diyerek, izleyicileri uyardı. Diken, önceki duruşmada söylediği 'dedikodu' konusunun yanlış anlaşıldığını belirterek, "Hukuki olan kısımlar hukuk metnidir. Akçay'ın meslektaşlarının 'selamı sabahı kestiğine' ilişkin sözleri şahsi görüşüdür. Bu kısım hukuki değildir. Akçay'a verdiği karardan dolayı selamı kesen varsa, Teftiş Kurulu bunun gereğini yapsın." dedi. Bir sanığın, "Hukuk mu var?" diye bağırması üzerine Mahkeme Başkanı, "Evet var. Siz kabul etmek istemeseniz de burada hukuki bir yargılama yapılıyor." ifadelerini kullandı. Üye Hâkim Ali Efendi Peksak'ın sanık Tuncay Çakan'a "Sizce iç tehdit nedir?" sorusuna ise bazı avukatlar tepki gösterdi. Peksak ise "Açıklama yapmak istiyorsanız butona basarsınız. Genelkurmay Başkanlığı'nın iç tehditle ilgili tarifi varken, o zaman sanıklar niye farklı cevaplar veriyor?" diye konuştu.
Mahkeme, Balyoz darbe planı davasında 162 emekli ve muvazzaf asker sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. GATA'da yatan eski 1. Ordu Komutanı Ergin Saygun hakkındaki yakalama emrinin kaldırılması talebini reddeden heyet, duruşmayı 13 Haziran 2011'e erteledi. Karar okunurken heyeti yuhalayan ve alkışlarla hakimin sözünü kesen izleyici kadınlar arasında, 'Allah belanızı versin.' diye beddua edenler oldu. Gazetecilerin bulunduğu bölümü de hedef alan izleyiciler, bir gazeteciye 'Bakma öyle gözünü oyarım.' tehdidinde bulundu.
Balyoz'u yurtdışında itibarsızlaştırma çabası sınır tanımıyor
Emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın damadı Dani Rodrik, uzun süredir Balyoz darbe planı davasının delillerini çürütmeye çalışıyor. Tüm Balyoz davası sanıklarının avukatı gibi davranan Rodrik, özellikle yurtdışında davayı itibarsızlaştırmaya yönelik çalışmalarla tanınıyor. Rodrik, son olarak aktivist, Zirve Davası avukatı ve Today's Zaman Gazetesi köşe yazarı Orhan Kemal Cengiz'in Harvard Üniversitesi'nde yapacağı konuşmayı engellemek için kampanya yaptığı iddiasıyla gündeme geldi. Edinilen bilgilere göre, ABD'deki Harvard Üniversitesi'nde ders veren ekonomist Prof. Dr. Rodrik, Cengiz'in burada konferans vereceğini öğrenince harekete geçiyor. Cengiz, söz konusu olayı dün Twitter'da duyurdu. Cengiz, şunları yazdı: "Biraz sonra Harvard'da konuşma yapacağım, Dani Rodrik'in, konferansıma gelinmemesi için gönderdiği e-maili gördüm. Mahçupyan ve beni, taraf olmakla suçluyor. Daha ne diyeceğimi bilmeden, giriştiği karalama kampanyası beni hayretler içerisinde bıraktı doğrusu."
Orhan Kemal Cengiz, konuşmasının ardından konuyu tekrar Twitter'da gündeme getirdi. Cengiz, "Harvard'da verdiğim konferans gayet verimli geçti. Dani Rodrik'in toplantıya katılınmaması yönünde telkinde bulunduğu e-mailleri etkili olamadı." ifadelerini kullandı. Rodrik iddiaları yalanladı. Toplantıya gidilmemesi yönünde bir telkinde bulunmadığını ileri sürdü. Ancak Cengiz, "Dani Bey ben mesajı gördüm, benim de Mahçupyan gibi Zaman yazarı olduğumu ve taraflı olduğumu söylüyordunuz. O kadar militan ve tarafgirsiniz ki, Türkiye'den gelen misafirleri insanların dinlememesi için kampanya yürütüyorsunuz." diye tepki gösterdi.