Baro Başkanı Çıtırık: Türkiye'de ilan edilmemiş bir olağanüstü hal var

Adana Baro Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, 7 Haziran'da yapılan seçim sonuçlarının, siyasi iktidar ve kaçak sarayın sakini tarafından kabullenilemediğini savundu. Çıtırık, Türkiye'de adeta ilan edilmemiş bir olağanüstü hal durumunun yaşandığını belirtti.

Çıtırık, yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı: "İktidar ve kaçak sarayın sakini milli iradeye saygı göstermemiştir. 13 yıldır devam eden tek başına iktidar sürecinin sonuçlanmasından rahatsızlık duyup, aradan geçen iki aylık zaman dilimi içinde ne kadar iktidara bağımlı oldukları söylem ve eylemleriyle net bir şekilde görülmektedir."

Seçimler sonrasında 4 siyasi partiden oluşan bir Meclis tablosu ortaya çıktığını ve siyasi iktidarın 13 yıllık tek başına iktidar döneminin kapandığını dile getiren Baro Başkanı Çıtırık, şunları kaydetti: "Daha sonra Suruç katliamıyla genç fidanların alçakça saldırıya uğramaları sonrasında yeni bir süreç başlamış, çok sayıda yurttaşımız, polis ve askerlerimiz şehit edilmiştir. Terör olayları sıradanlaşmış, kanıksatılmış ve toplum güvenlik mi özgürlük mü ikilemiyle karşı karşıya bırakılmıştır. Toplumsal huzur ve barışa atılan bombalar sonrasında, ülkemizde kaos, kargaşa ortamı hakim olmuştur. Bu süreçte kanın akmasının durdurulması, ülke genelinde huzur ve barış ortamının tesis edilmesi yerine, daha da ağırlaşan koşulların içinden geçilmektedir."

Siyasi iktidarın, gizlilik içerisinde yürüttüğü, Meclis'ten kaçırdığı, muhalefet partileriyle ve kamuoyuyla paylaşmadığı, içeriğinin ve siyasi muhatabının kim olduğunun bilinmediği bir çözüm süreci kavramını, sihirli değnek gibi kullanmaya başladığını iddia eden Çıtırık, "Ancak bu kavramın içi doldurulamadığı, kamuoyunu yeterince tatmin edecek açıklamalar yapılmadığı ve siyasi iktidarın irade ortaya koyamaması sonrasında terör olayları daha da artmıştır." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin ilan edilmemiş bir olağanüstü hal sürecinden geçtiğine işaret eden Çıtırık şunları kaydetti: "Lice, Silvan, Varto, Şemdinli ilçelerinde getirilen sokağa çıkma yasakları, seçilmiş belediye başkanları hakkında başlatılan gözaltılar, bir siyasi partinin doğrudan hedef haline getirilmesi gibi durumlar düşünüldüğünde ülke demokrasisini güzel günlerin beklemediği görülmektedir. Kaçak Saray'ın sakini olan kişinin kafasından geçirdiği modeli yaşama geçirebilmek için, ülke kurumlarının içi boşaltılmış, görevini yapmakta olan kişiler uzaklaştırılarak kurumlar asli vazifelerini yapamaz hale getirilmiş, bunların sorumlusu olarak parlamenter demokratik rejimin işlemediği algısı yaratılarak, kişiye özgü sistem değişikliğinin alt yapısı oluşturulmaktadır.

Anayasal sınırlar içerisinde kalmayan, anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetmeyen, birleştiren, kaynaştıran, bir arada yaşayabilme dili yerine, ayrımcılık ve nefret söylemini kullanan kaçak sarayın sakini, halk tarafından seçilmesini bir üstünlük ve meşruiyet kaynağı göstererek sembolik değil, filli gücü olan Cumhurbaşkanı olduğundan bahsedebilmektedir. Ettiği yemine sadık kalarak, anayasal sınırlar içinde kalmasını kaçak sarayın sakininden beklemekteyiz."
CİHAN
19 Ağustos 2015 14:05
DİĞER HABERLER