'Batı, Ukrayna üzerinden Rusya’ya stratejik yenilgi yaşatamayacak'

Samanyoluhaber.com yazarlarından Arif Asalıoğlu Rusya-Ukrayna savaşı merkezli gelişmeleri köşesinde değerlendirdi.
Başlıktaki bu ifade Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’a ait. Kırgız mevkidaşı Ceenbek Kulubayev ile yaptığı görüşmede konuşan Lavrov, Batılı ülkelerin Rusya'ya stratejik bir yenilgi yaşatma çabalarının başarısız olmaya mahkum olduğunu belirtti. “Batı, Ukrayna'yı bir tür koçbaşı olarak kullanarak Rusya'ya stratejik bir yenilgi yaşatmayı hedefliyor. Ancak tarihte bunu hiç başaramadılar, şimdi de başaramayacaklar" ifadelerini kullandı. Lavrov'un bu açıklamaları, Rusya'nın Ukrayna savaşı üzerinden Batı ile tekrar karşı karşıya gelmesini ve bu konuda uzun soluklu pozisyonunu bir kez daha netleştirdi. Anlıyoruz ki Batı'nın askeri ve ekonomik baskılarına rağmen Moskova, direnç göstermeye devam edecek ve stratejisinde bir değişiklik olmayacak.

Önemli bir husus olarak, Ukrayna ile başlayan bu gerilimli dönemde Pekin yönetiminin bu tutamlarda Moskova ile aynı paralelde olması. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Avrupa Birliği'nin üst düzey diplomatı Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, “Çin'in Rusya'nın Ukrayna'da yenilmesini göze alamayacağını" belirterek bunun nedenini ABD'nin tüm dikkatini Asya'ya yönlendirecek olmasına bağladı. Wang Yi'nin yaptığı bu değerlendirmeler, Çin'in stratejik olarak Rusya’nın yanında olduğunu gösteriyor. Ve yine ilginç şekilde Çinli bakan, savaşın uzamasının Pekin yönetimi için stratejik bir fırsat yarattığını vurguladı. Wang Yi'ye göre, ABD'nin odak noktasının Ukrayna'da kalması, Çin'e hareket alanı sağlıyor. 

Avrupa’da endişeler artıyor

Washington’da ilk altı aylık dönemini bitiren Trump yönetiminin Rusya-Ukrayna geriliminde beklenen sonuçları ortaya koyamaması ve hatta desteğini çekmesi Avrupa’da endişeleri artırdı ve bunun sonucunda savunma reflekslerini tamamen değiştirdi. Mesela Berlin yönetimi, 2025'te Ukrayna'ya 9 milyar euroluk ek silah yardımı yapmayı planlıyor. Ancak asıl çığır açıcı gelişme, Taurus füzelerinin Ukrayna'da üretilmesine yönelik mutabakat. Alman yetkililer, bu sayede Kiev'in savunma sanayisinin hızla güçleneceğini ve Batı'ya bağımlılığının azalacağını öne sürüyor. 

Alman Savunma Bakanı Johann Wadephul ise NATO Dışişleri Bakanları toplantısında Ukrayna'nın ittifaka üyeliğinin "Avrupa'nın çıkarına olduğunu" vurguladı. Wadephul, "Almanya'nın birleşmesine bir hafta kala bile kimse inanmıyordu. Özgürlük için mücadele edersek her şey mümkün" diyerek Kiev'e tam destek mesajı verdi. Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Ukrayna'yla yapılacak ortak Taurus füze üretiminin "her şeyi değiştireceğini" ve “Taurus'ları Alman askerleri değil, Ukraynalılar kullanacak. Tıpkı İngiliz ve Fransız füzelerinde olduğu gibi" açıklamasını yaptı. 

Bu hamlenin Kiev yönetiminin Rusya'ya karşı uzun menzilli füze kapasitesini önemli ölçüde artıracağı kesin. Fakat aynı zamanda Avrupa’da endişelerin artmasına da bir sebep. Bundan dolayı Ukrayna krizini daha da yoğunlaştıracak bu adıma Moskova'nın vereceği tepkiye hazırlıklı olma adına Almanya ile İngiltere müttefiklik anlaşması imzaladı. Anlaşmaya göre her iki ülkeden birisine yapılacak saldırı diğerine de yapılmış gibi olacak. Bu bağlamda Rusya'nın kendilerine misilleme yapmasını engellemek istiyorlar. Bu şekilde Ukrayna'nın kendi füzesini üretmesi, Batı'nın kontrol mekanizmalarını devre dışı bırakabilir. Ayrıca Berlin - Moskova hattında yeni bir krizli dönemi başlatabilir. Bir bütün olarak son açıklamalar Ukrayna savaşının daha da uzatılmasına neden olabilir. 

Baltık ülkeleri birliği ortaya çıkabilir

Almanya ile İngiltere arasındaki ikili müttefiklik anlaşmaları AB üyesi başka ülkeler arasında da çıkabilir. Özellikle bir Baltık birliğinin oluşması muhtemel. Şimdiden Polonya Savunma Bakanlığı, ülkenin silahlanmasına hız Verdi. ABD'den en son tek partide 96 Adet Apache helikopter satın alındı. Bu helikopterler link 16 veri bağı ve İHA entegrasyon kabiliyeti, gece görüş sistemleri ve hedef tanımlama teknolojilerine sahip. Ayrıca ABD öncülüğünde bakım merkezi kurulacak. Şu anda Polonya'dan 400 pilot ve bin teknik personel bu konuda eğitim alıyor. Helikopter filosunun tam kapasite faaliyete geçmesiyle Polonya'nın bölgesel hava üstünlüğüne önemli katkı sağlaması beklenirken, projenin Polonya-ABD savunma işbirliğinin bir kilometre taşı olduğu belirtiliyor.

NATO'nun Avrupa kanadında yaşanan bu gelişme, bir yandan Rusya'ya karşı caydırıcılığı artırırken, diğer yandan transatlantik ilişkilerde yeni bir denge oluşturma potansiyeli taşıyor. Bu büyük yatırımlar Doğu NATO kanadında ABD'nin savunma endüstrisi etkisini daha da güçlendireceği bir gerçek. Bu refleksleri ABD'nin Avrupa'daki askeri yükünü azaltma politikasına karşı geliştirilen "stratejik otonomi" arayışının somut bir tezahürü olarak görmek gerekiyor. Ayrıca Washington, Biden döneminde Ukrayna’ya dev bütçeyle destek çıkarken, Trump döneminde büyük sınırlamalara yöneldi. Yani Rusya-Ukrayna savaşının yol açtığı güvenlik endişeleri, Avrupa'nın büyük ekonomilerini daha sıkı savunma işbirliğine itiyor. Özellikle Kuzey Denizi'ndeki enerji altyapısının korunması ve Kuzey Atlantik'te artan Rus deniz aktivitelerine karşı ortak savunma stratejisi geliştirilmesi, anlaşmanın kritik bileşenleri olarak öne çıkıyor.

Sonuç olarak Rus karar alıcılarda, Batının Ukrayna üzerinden Rusya’ya stratejik yenilgi yaşatamayacağı, zihinsel savunma olarak baskın. Tarihçi, yayıncı ve Ekonomi Yüksek Okulu Bilgi Politikası Bölümü Profesörü Modest Kolerov, “Batı’nın Rusya'yla mücadelesinde tarihsel olarak bu mücadeleyi başlatanın hep Batı olduğunu, şimdilerde ise bunun için Ukrayna'yı bir koçbaşı olarak kullandıklarını, bu gerilimde henüz doruk noktasına ulaşılmadığını” vurguluyor. Kolerov, şu tespiti yaparak önemli bir tezini de ortaya koyuyor: “Bu çatışma, bence, tüm hayatımız boyunca bize eşlik edecek. Bitmeyecek, çünkü Batı'nın amacı, egemen bir devlet olarak, kendi kaynaklarını kontrol eden bir Rusya'yı yok etmek. Batı’nın Rusya’nın kaynaklarına ihtiyacı var, bu kaynaklara erişmek için Rusya’da bir sömürge yönetimi oluşturmaya veya Rusya’yı komprador seçkinlerin yönettiği bir ülke haline getirerek bu kaynaklara ulaşmayı başarana kadar Batı durmayacak.”
07 Temmuz 2025 20:20
DİĞER HABERLER