Ancak gazetecilik yaptığını söyleyen, hiç değilse alternatif haber kaynaklarını, konunun muhataplarını arayıp bulma görevi ve imkânı olan kişilerin 'iftiradan öteye geçmeyen' haberlerine ve haberciliklerine gelince diyecek bir şey bulamıyoruz artık.
Malum, Kamu Personeli Seçme Sınavı'nda (KPSS) soruların çalındığı iddiasıyla İzmir merkezli 8 ilde operasyon yapıldı. Ve bir çete çökertildi. İzmir Valiliği'nin yaptığı açıklamaya göre çetenin terör örgütü KCK ile bağlantısı var. Örgütün 141 eylemi tespit edildi. İlk bilgilere göre 'joker' adını verdikleri isimler aracılığıyla KCK terör örgütü ile irtibatlı çete, örgüt yandaşlarını devlet kurumlarına yerleştirmeye çalışıyor ve sınavlara giren elemanları ile sahtecilik yaparak gelecek vaat ediyor. Birgün, Yurt gibi gazeteler ise
işin adeta bu noktaya geleceğini kestirircesine (!) örgütle irtibatı bilinen bir haber ajansının ispatlanmamış iddialarını asıl kabul edip 'bu işi cemaat yaptı' iftirasını yayma peşinde. Dün ve önceki günkü gazetelere 'cemaat', 'sızıntı' vb. başlıklarla göndermeler yapanlar, iftiralar atanlar hem meslek kuralları hem de kanunlar nezdinde açık bir şekilde suç işliyor. Üstelik bu zihniyet utanmaktan, adaletten, kamu hukukundan bihaber... Olayın gerçek boyutları ortaya çıktıkça fotoğraf netleşiyor. Onlar utanacak mı bilmiyoruz. Ancak olayın aslı şu: KCK ile irtibatlı suç örgütü, resmî evraklarda sahtecilik yaparak, menfaat karşılığı LYS ve KPSS başta olmak üzere birçok sınava sahte isimleri sokuyor. Sonra irtibatlı olduğu kişileri üniversitelere ve devlet kuruluşlarına yerleştiriyor.
Her taşın altında cemaat arayan kafalar ise kalemlerini silah gibi kullananlardan farksız; sadece iftiraya sarılıyor. Çamur at izi kalsın mantığıyla sözde habercilik(!) yapıyor. Hatırlayın bu zihniyeti. Geçen sene ÖSYM'de şifre skandalı yaşandığında da işlerini güçlerini bırakıp bunu cemaate, dershanelere, yıllarını eğitime adamış dürüst insanlara mâl etmeye çalışmış; masum insanları itham etmişlerdi. Sonra ne oldu? Gerçekler bir bir ortaya çıktı. Yine kamuoyunda 'kopya çetesi' adıyla anılan kişiler; ÖSYM'nin yürüttüğü KPSS ve birçok sınavda kopya olayını organize ettikleri gerekçesi ile tutuklandı. 'Çete üyeleri', kendilerini kurtarmak için ifadelerinde ve basının karşısında suçu 'cemaate' atmaya kalkıştı. Ankara Cumhuriyet Savcılığı ve Emniyet, 6 aylık kameralı, belgeli takibi sonunda kopya çetesi'nin marifetlerini tek tek gözler önüne serdi. Çetenin para ve menfaat karşılığı anlaştığı kişilere teknolojik aletlerle sınav anında soruların cevaplarını verdiği de belgelendi.
Adliye koridorlarında bile yönlendirme yapan çetenin foyası çok geçmeden çıktı. Ortada ne cemaat ne dershane varmış meğer. Gerçekler ortaya çıkınca çete üyeleri bu kez de 'hiçbir siyasi partiyle alakalarının olmadığını' söylemeye başlamıştı. Çünkü, dört ismin bir siyasî yapıyla irtibatları çıkmıştı. Bugün de benzer bir filmi pazara sunmaya çalışanlar var.
Ne zaman bir sınav çetesi çökertilse; 'cemaat yaptı' paranoyasındakiler aynı iftira ve tezvirat ipine sarılıyor. İdeolojik takıntılarını ve iftira atma hususundaki ezberlerini sürdüren medya mensuplarının bunları görecek bilgisi becerisi yok elbette.
Yoksa dün cemaat iftirası atanlar; bu yakalanan çete üyelerinin bugün yanı başlarındaki sempatizanı oldukları örgütlerin neredeyse kadrolu elemanları çıktığını çoktan görmezler miydi?
FATİH UĞUR - ZAMAN