Dönemin belediye başkanı ve fen işleri müdürü hakkında İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma izni vermemesine yapılan itiraz Danıştay tarafından 2’ye karşı 3 oyla reddedildi.
Çuvalda taşınan cesediyle gündeme gelen 1,5 yaşındaki Muharrem’in ölümüyle ilgili Van Valiliği’nin kamu görevlileri hakkında soruşturma izni vermemesinin ardından Zonguldak’taki köprü faciasında da soruşturma izni çıkmadı. Zaman Gazetesi'nde yer alan habere göre, 11 kişinin öldüğü ve 4 kişinin halen kayıp olduğu olayla ilgili soruşturmayı yürüten Çaycuma Cumhuriyet Savcılığı, İTÜ’nün hazırladığı bilirkişi raporunda olayda sorumlulukları bulunduğu belirtilen Karayolları Kastamonu Bölge Müdürlüğü, DSİ 232. Şube Müdürlüğü ve belediye hakkında soruşturma izni istedi. Ancak Karayolları ve DSİ için Kastamonu ve Zonguldak valilikleri, dönemin Çaycuma Belediye Başkanı Mithat Gülşen ve Fen İşleri Müdürü Olcay Aydın için de İçişleri Bakanlığı soruşturma izni vermedi. Bunun üzerine kayıp yakınlarının açtığı davayı karara bağlayan Danıştay 1. Dairesi, itirazı oy çokluğuyla reddetti. Ancak 5 üyeden 2’si muhalefet şerhi yazarak, Gülşen ve Aydın’ın yargılanmaları gerektiğini dile getirdi. Olayda anne ve babasını kaybeden Muhammet Tarık Başören, “Bir kez daha yıkıldık. İhmali olanlar devlet zırhı ile korunuyor. Peşini bırakmayacağız.” şeklinde tepki gösterdi.
Zonguldak’ta 6 Nisan 2012’de, 11 kişinin içinde bulunduğu Yolgeçen köyü minibüsü ile yaya olarak geçen 4 kişi, yıkılan Çaycuma köprüsüyle birlikte Filyos Çayı’nın azgın sularına karışmıştı. Aralarında dönemin Çaycuma Belediye Başkanı Mithat Gülşen’in babası Kemal Gülşen’in de (79) bulunduğu 11 kişinin cesedi bulunmuştu. Facianın üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen Mithat Gülşen’in yeğeni 21 yaşındaki Sezgin Gülşen, ev hanımı Kadın Saraç (49), Tahir Özkara (66) ve Necati Azaklıoğlu’na (59) ise halen ulaşılamadı. 11 kişinin ölümüne neden olan köprü faciasının ardından Çaycuma Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi ile Sulh Ceza Mahkemesi’nce olay yerinde keşif yapılmıştı. Keşif sonrasında İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyeleri tarafından bilirkişi raporu hazırlandı. Rapor doğrultusunda Çaycuma Cumhuriyet Başsavcılığı, Devlet Su İşleri 23. Şube Müdürlüğü için Zonguldak Valiliği’nden, Karayolları 15. Bölge Müdürlüğü için Kastamonu Valiliği’nden ve Çaycuma Belediye Başkanı Gülşen ile Fen İşleri Müdürü Aydın için İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma izni istenmişti.
Kastamonu ve Zonguldak valilikleri ilgili kurumlar hakkında soruşturma izni vermezken; İçişleri Bakanlığı’ndan da Çaycuma Belediye Başkanı Mithat Gülşen ve Fen İşleri Müdürü Olcay Aydın’ın soruşturulmasına izin çıkmadı. Savcılık, soruşturma izni verilmemesi kararlarının iptali için Danıştay’a dava açmıştı. Danıştay, 10 günlük itiraz süresi aşıldığı gerekçesiyle davayı zamanaşımından reddetmişti. Avukat Malik Uçar, “Soruşturmaya izin verilmemesi kararı, savcıyla birlikte mağdur yakınlarına da tebliğ edilmesi gerekirken, sadece savcılık makamına yapılmıştı. Savcılık 10 günlük itiraz süresi geçtikten sonra dava açmış. Bu nedenle itirazımızın zamanaşımından reddedildiğini öğrendik. İçişleri Bakanlığı’ndan yeniden tebligat çıkarmış ve Danıştay’a itiraz etmiştik. Maalesef Danıştay’da, 2 üyeye karşı 3 üyenin ret kararıyla soruşturma sonuçsuz kaldı.” dedi. Danıştay 1. Dairesi’nin kararı ile soruşturma dosyasında şüpheli durumunda bulunan kişilerden hiçbirisi hakkında soruşturma izni çıkmadı. Olayda ölenlerin yakınlarının, Zonguldak İdare Mahkemesi’nde açtığı tazminat davası ise devam ediyor.
Köprü faciasında babasını kaybeden Azize Dirlik’in avukatı Malik Uçar, Danıştay’a yapılan itirazın reddedilmesiyle soruşturmanın çıkmaza girdiğini kaydetti. Karayolları ve Devlet Su İşleri Müdürlüğü yetkilileri hakkında daha önceden soruşturma yolunun kapandığını hatırlatan Uçar, “Dönemin belediye başkanı ve fen işleri müdürü hakkında da benzer karar çıktı. Bu kararla birlikte soruşturma dosyası tamamen çıkmaza girdi. Olayın tabii afet gibi gösterilmek istendiğini düşünüyoruz. Bu soruşturmanın sonuna kadar takipçisi olacağız.” diye konuştu. Kararın kendilerini şoke ettiğini belirten Azize Dirlik de, suçluların cezasını çekmesi için elinden geleni yapacağını ifade etti. Kazada hem annesi Meryem hem de babası Mehmet Başören’i kaybeden Muhammet Tarık Başören ise, Danıştay’dan gelen kararla bir kez daha yıkıldıklarını söyledi. Başören, “Adalete olan güvenimiz kalmadı. Ortada hiçbir sorumlu yok. Bu köprü kendi kendine yıkılmış gibi gösterilmek isteniyor. Bunun sorumluları ortaya çıkarılsın istiyoruz.” dedi. Bazı kayıp yakınları da “11 kişinin can verdiği köprü kendi kendine mi yıkıldı? Bu işin sorumlularının cezasını çekmesini istiyoruz. Sorumluların bu dünyada da ahirette de peşini bırakmayacağız.” diye tepki gösterdi.