Doktorlardan çok acı itiraf

Doktorlardan çok acı itiraf
Madde bağımlılarında kullanılan ilaçların Türkiye'de bulunmadığını belirten Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, işin uzmanına danışılmadığını, bu yüzden ilaçların yetersiz olduğunu vurguluyor.

Avrupa'da bir çok ilacın etkin bir şekilde kullanıldığını aktaran uzman, Türkiye'de sadece bir ilaç getirtebildiklerini söyleyerek, ‘Bağımlı eğer ilaç bulamazsa uyuşturucuyu yeniden almak zorunda kalır' diyor.

2013 yılında madde kullanımından ölen kişi sayısı 162 iken bu rakam 2014 yılında 648 kişi olarak kayıtlara geçti. AMATEM'in kurucusu ve TBMM uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu üyesi Psikiyatrist Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, uyuşturucu eylem planının sadece sözde olduğunu, uygulamada mücadelenin olmadığını söylüyor. Beyazyürek, “AMATEM'lere bağımlılar müracaat ediyor. Ancak bu kurumlarda sadece hastaların vücutlarında bulunan zehri arındırmak için detoks işlemi yapılıyor. Uyuşturucuyu vücuttan atıyoruz. Ancak önemli olan uyuşturucuyu bağımlıların beyinlerinden atmak. Biz hekimler yirmi yıldır hastaları yeniden hayata kazandırmak için psikolojik tedavi görmeleri için merkezlerin açılması gerektiğini söylüyoruz. Türkiye'de böyle kurumlar yok. Psikolojik destek kurumları olmadığı için gençler zehirlenmeye devam ediyor.” diyor.

TÜRKİYE'DE UYUŞTURUCU TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLAR PİYASADA BULUNMUYOR

Madde bağımlısı kişilerde kullanılan ilaçların Türkiye'de bulunmadığını belirten psikiyatrist, AMATEM'lerin daha iyi hizmet verebilmesi için tedavide kullanılan ilaçların getirtilmesi gerektiğini vurguluyor. Beyazyürek, “Devlet masasında oturanlar işin uzmanından görüş almayıp karar aldıkları için madde bağımlılığıyla mücadele edemiyoruz. İlaçların yetersiz olduğunu belirtiyoruz. Gençlerimizi uyuşturucudan kurtaracak ilaçlar Türkiye'ye sokulmuyor. Avrupa'da klonidin, letoksidin, guanfasin ve metadon gibi ilaçlar etkin bir şekilde kullanılıyor. O kadar uğraşmamıza rağmen sadece suboxone adlı ilacı getirebildik. Bağımlı eğer ilaç bulamazsa uyuşturucu almak zorunda kalır. Aileler kriz anında ne yapacaklarını bilemediklerini söylüyor. Kriz anında hastanın ilacı bulunmazsa uyuşturucu ile sakinleşebiliyor. Bu da satıcıların önünü daha fazla açıyor.” şeklinde konuşuyor.

Uyuşturucuya başlama yaşının 12'ye düştüğünü aktaran Beyazyürek, ailelerin çocuklarının uyuşturucuya başlamadaki davranışları ile ergenlik çağındaki davranışlarının birbirleriyle karıştırılabileceğini söylüyor. Beyazyürek, “Ergenlik çağına girmiş bir çocuk her zaman cebinde daha fazla parası olsun ister çünkü kıyafet alma anlamında özenme dönemine girmiştir. Madde bağımlısı olan bir çocuk da daha fazla parası olsun ister çünkü uyuşturucu alacak paraya ihtiyacı vardır. Derslerde düşüş, uyuşturucuya başlayan çocukta da ergenliğe giren çocuklarda da görülür. Bunun için aileler küçük yaşta başlayan çocuklarının ne zaman başladığını anlamayabiliyor. Aileler çocukların vücudundaki izlerinden, gözlerin kızarmasından, okuldan kopmasından, arkadaşları ile tamamen vakit geçirmeye başlamasıyla madde bağımlısı olduklarını anlıyorlar. Bunun üzerinden bir veya iki yıl mutlaka geçiyor.” diyor.

26 Ağustos 2015 07:29
DİĞER HABERLER