Ertan Erçıktı: 14 aydır terörü engelleme adına yatıyorsam, ben yatmaya razıyım

İstanbul eski Asayiş Şube Müdürü Ertan Erçıktı, Terör örgütü El-Kaide ile bağlantılı olduğu öne sürülen Tahşiye örgütüne kumpas kurdukları iddiasıyla yargılandığı davada tahliye talebinde bulundu. Erçıktı, mahkemedeki ifadesinde isnat edilen suçları kabul etmeyerek, 14 aydır terörü engelleme adına yatıyorsa buna razı olduğunu söyledi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmada tutuklu 9 polis ve Hidayet Karaca ile avukatları hazır bulundu. 333 sayfalık iddianamenin okunmasından sonra mahkeme tahliye taleplerini aldı.

18 yıldır terörle mücadelede görev yapan ve bir canlı bombanın üzerine atlayarak etkisiz hale getiren Erçıktı, tahliye talebine ilişkin savunmasında, savcının isnatlarını kabul etmediğini söyledi. Erçıktı, "İddianamenin kabulü sonrasında cezaevi şartlarında bize sağlanan imkanlar dahilinde ek klasörleri inceleme imkanımız oldu. 33 bin sayfa ek klasörü de daha henüz inceleyemedim." diye konuştu.

Tutuklanmasına dayanak gösterilen belgeler üzerine açıklama yapan Erçıktı, "Kollukça hazırlanan fezlekenin 546. sayfasında şube müdürünün herhangi bir izin olmamasına rağmen soruşturma izni talebi istenen yazıda şube müdür yardımcısı vekili imzasının bulunması, resmi yazı olarak neden Mutlu Ekizoğlu'nun değil de kendisinin imzaladığı yazısı akıllarda soru işareti bırakmaktadır deniliyor. Akıllarındaki soru işaretini giderme adına beni gözaltına almak yerine kendi şubelerindeki idari bürolarındaki kayıtları kontrol etselerdi bu gerçeği görürlerdi. Gözaltındayken bunları anlatacak bir makam bulamadım. Savcı zahmet gösterip dinlemedi. Şöyle bir tabir kullandı: 'Bana anlatma, katibe anlat, yazdır' dedi. Bu gerekçeyle sulh ceza hakimliğine sevk edildim, Bekir Altun Bey ifademi aldı. Hakim beye anlatıyorum bu durumu, tek anlamadığı şu konu var hakim beyin ve 'istihbarattan gelen bir yazıyla bu 20 isimle ilgili, her biriyle ilgili araştırma yaptınız mı?' diye soruyor. Ben de 'bununla ilgili ana dosyasına bakılırsa vardır. Bununla ilgili hepsinin bir arşiv tetkiki yapılmıştır.' dedim." ifadelerini kullandı.

14 ay sonra ilk kez konuşma yapan Erçıktı, mahkeme heyetine yönelerek, "Bakın, ben müneccim değilim. Bana bağlı bir büro da değil burası. Ve ben 6 yıl sonra bana sorulan bu soruya yönlendiriyorum. Diyorum ki, arşiv dosyasına bakılırsa vardır. Çünkü bu benim ortaya koyduğum bir şey değil. Ve neticede ben bunu buluyorum. Ben diyorum ki, arşivde var. Bunu gizlemişler hakim bey. Ben bunu cezaevi şartlarında ek klasörlerde buldum. Ve bu arşiv de soruşturma dosyasında yer alıyor. Ve bu okunaklı da değil. Bunun kasıtlı olarak da okunaklı olmadığını düşünüyorum. Okunaklı hali var mı diye mahkemenizden istedim, ancak eklerini bulamadım." ifadelerini kullandı.

Erçıktı, herhangi bir ön çalışma yapıp yapmadıklarıyla ilgili isnatlar üzerine şu açıklamayı yaptı: "Mutlaka yapılmıştır, bir arşiv dosyasına bakılsa vardır. Ama hakimlik önünde dosya olmadığı için, önüne bu dosya konmadığı için, savcıyla benim aramda tercih yapıyor ve yapılmadığını düşünerek beni tutukladı. Ön çalışmanın bir parçası vardır. Soruşturma bürosuna bu evrak düştükten sonra, savcılıkla paylaşmadan önce arşiv büro amirliğine yazı yolluyor. Arşiv Büro Amirliği, 'İstihbarat Şube'den bildirilen 20 kişiyle ilgili şube müdürlüğünüzde hangi kayıtlar var mı?' diye soruyor. Arşiv Büro Amirliği de 'aynı gün soruşturma bürosuna 'belirtmiş olduğunuz 20 kişiyle ilgili bulunan arşiv tetkikinde bu 20 kişiden 2 kişinin bir terör örgütüne yardım yataklıktan, ikinci kişinin de Atatürk'e hakaretten dolayı işlem yapıldı' diyerek yazının dosyada olduğunu istemesi durumunu da mahkemeye vereceğini söyledi."

Bunun üzerine mahkeme başkanı Canel Rüzgar, "Yok, gerek yok. Dosyayı hatırlıyorum ben" dedi. Erçıktı da, "Bu daha yeni girdi hakim bey, iki gün önce girdi dosyaya. Evet ek klasörlerde var ama iddianamede yok bu" sözlerini kullandı.

İddianamede kendisine sürekli olarak ön çalışma yapılmadığı yönünde isnatların olduğunun altını çizen Erçıktı, "Bu 20 kişiyle ilgili tamamının yurt dışı giriş çıkış kayıtlarını almışız, pasaport bilgilerine bakmışız, üzerlerine kayıtlı araç var mı bilgilerine bakmışız, herhangi bir dernek, siyası partiliği var mı ona bakmışız, kurucu üyeleri var mı, gibi yani bu her soruşturmada yapılan rutin bir işlemdir aslında." diyerek ön çalışma sonrası savcının kendilerine soruşturma izni verdiğini aktardı. Yaptıkları ön çalışmanın birlikte hazırladığının altını çizen Erçıktı, bunlara bakılmadığı için suç isnadı olduğunu söyledi.

1993 yılından bu yana Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görev yaptığını vurgulayan Erçıktı, "Fezlekede söylendiği gibi 2009-2010 yıllarında özel görevlendirilmiş birisi değilim. Ben bu şubenin hancısıyım hakim bey. Ben 18 yıldır bu şubedeyim. 15 Kasım 2013 El Kaide saldırılarına bakın. Bu soruşturmada görev almış birisiyim. Ben sorumlu makamdaki bir kişi olarak El Kaideli bir gruptan bahsedilecek ve ben bunun gereğini yapmak zorundayım. Burada bir eylem yapılacaksa, ben 14 aydır bu eylemi engelleme adına yatıyorsam, ben yatmaya razıyım" şeklinde konuştu. Cihan CİHAN
26 Şubat 2016 01:59
DİĞER HABERLER