Faiz indirimi kulisleri... Kim ne kadar bekliyor, piyasa nasıl etkilenecek?

Merkez Bankası'nın yüzde 24 olan politika faizini Şubat 2015'ten beri yarın ilk kez indirmesi bekleniyor. 400-600 baz puan indirimin TL'de istikrarı bozabileceği belirtiliyor...
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanlığı görevine 6 Temmuz'da atanan Murat Uysal, yarın ilk defa Para Politikası Kurulu'na (PPK) başkanlık edecek. Türkiye'de enflasyon beklentilerindeki gerileme ve ülke risk primindeki düşüşün yanı sıra, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülke merkez bankalarının faiz indirim sürecine girmesiyle piyasalarda gözler TCMB'nin yarınki PPK toplantısına çevrildi.

Ekonomistler, yarınki toplantıda yüzde 24 olan politika faizinin Şubat 2015'ten bu yana ilk defa indirileceğini tahmin ediyor. 200 ila 250 baz puanlık düşüş bekleyen ekonomistler, yıl sonunda politika faizinin yüzde 18 seviyesine gerilemesini öngörüyor.

24 Şubat 2015 tarihli PPK toplantısında bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı 25 baz puanlık düşüşle yüzde 7,75'ten yüzde 7,50'ye, 22 Eylül 2016'de de gecelik borçlanma faiz oranı yüzde 8,50'den yüzde 8,25'e indirilmişti.

YIL SONUNA KADAR FAİZ İNDİRİMİ 600 BAZ PUAN OLABİLİR

Tacirler Yatırım Araştırma Müdürü Özlem Bayraktar Gökşen, kurum olarak yarınki toplantıda 250 baz puan faiz indirimi beklediklerini söyledi.

Yıl sonuna kadar da politika faizi indirim beklentilerini 600 puana revize ettiklerini belirten Gökşen, "TCMB Başkanı Murat Uysal’ın özellikle reel politika faizini öne çıkaran söylemleri sonrasında ülke karşılaştırmalarının daha önem kazandığını düşünüyoruz. Bu çerçevede Türkiye gerek gerçekleşmiş gerek beklenen enflasyon dinamikleri altında önemli bir reel faiz veriyor" dedi.

Gökşen, özellikle 12 aylık vadede enflasyon bekleyişlerinde Ekim 2018'den beri iyileşme görüldüğünü ifade etti.

Ancak beklentilerin gerçekleşmelere duyarlılığının oldukça güçlü olduğunun unutulmaması gerektiğine dikkati çeken Gökşen, şunları kaydetti:

"Dolayısıyla iyileşmenin temel nedeni beklentilerin çıpalanmasından ziyade son dönemdeki iyileşmenin uyarlaması olarak öne çıkıyor. Zira, daha uzun vadedeki enflasyon bekleyişlerindeki iyileşme daha sınırlı kalıyor. Bir diğer önemli unsur da risk göstergeleri. Özellikle CDS tarafında mayıs ayı seviyelerine göre önemli yol alındı ancak halen 2018 başı seviyeleriyle karşılaştırıldığında oldukça yüksek seviyelerdeyiz. Burada özellikle son dönemde gelişmiş merkez bankalarının daha gevşek para politikası söylemlerinin artmasının global risk iştahı üzerindeki olumlu etkisinin TCMB tarafında da destekleyici bir rol oynayacağını düşünüyoruz."

EN AZ 300 BAZ PUAN İNDİRİM GELEBİLİR

QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı da en az 300 baz puanlık bir faiz indirimi beklediğini belirtti.

Yıl sonuna kadar TCMB'nin politika faizini yüzde 18'e indirmesini öngördüğünü söyleyen Kanlı, Merkez Bankası'nın gelecek dönemde önceliği fiyat istikrarı olarak belirleyen konvansiyonel para politikası yaklaşımından, kısa ve orta vadeli iktisadi büyüme görünümünü de en az fiyat istikrarı kadar gözeten bir yaklaşıma geçeceğini ifade etti.

Kanlı, bundan sonra para politikalarının oluşturulmasında hükümetin genel ekonomi politikalarının da daha fazla göz önünde bulundurulacağını dile getirdi.

Gelecek aylarda ciddi miktardaki faiz indirimlerinin de bununla uyumlu olacağını kaydeden Kanlı, "Buna ek olarak önümüzdeki yıldan itibaren yıllık toplantı sayısı tekrar 12’ye çıkarılacaktır. Toplantı metinlerinde alınan kararların neden alındığına dair daha ayrıntılı açıklamalar yer alabilir. Zira yeni Başkan’ın vurgu yaptığı konulardan biri de banka ile kamuoyu arasındaki iletişimin güçlendirilmesiydi" değerlendirmesinde bulundu.

MERKEZ BANKASI İNDİRİM SÜRECİNİ 250 BAZ PUANLA BAŞLATABİLİR

Deniz Yatırım Stratejisti Orkun Gödek ise Deniz Yatırım olarak beklentilerinin temmuzda 250 baz puanlık indirimle sürecin başlatılması olduğunu söyledi.

Destekleyici dış finansman koşullarının devam etmesi, Fed’in ay sonunda sürpriz yapmayarak politika faizinde aşağı yönde güncelleme yapması ve enflasyonda baz etkisinin gelecek üç aylık dönemde çalışmasıyla birlikte yılın tamamında en az 550 baz puanlık ayarlamanın Türkiye para politikasında yapılabileceğini değerlendiren Gödek, kasım-aralık döneminde ters yönde çalışacak olan baz etkisinden ciddi bir yükseliş gelmemesi, TL'nin düşük oynaklık ve nispeten stabil seyrinin devam etmesi ve ülke risk priminin de 300 baz puanlar düzeyine çekmesi durumunda aşağı yönde ayarlamanın boyutunun daha da genişleyebileceğini ifade etti.

Gödek, şu an için ana senaryolarının temmuz, eylül ve ekim PPK toplantılarında indirime gidilmesinin yer aldığını belirtti.

TCMB'nin 2018'in toplamında 1.125 baz puanlık sıkılaştırıcı politikasının ardından 1 yıl sonra ilk defa politikayı aşağı yönde güncellemeye hazırlandığına dikkati çeken Gödek, gelecek dönem para politikasına ilişkin şu görüşleri paylaştı:

"Gerek enflasyon beklentilerindeki gerilemenin bir süredir istenilen hızda olmasa da başlaması, gerek global risk iştahı ve emsallerimizin de faiz indirim süreci içerisinde olması gerekse de manşet enflasyonda uzun bir aradan sonra açılacak olan alan bize bu imkanı sağlıyor. Dolayısıyla koşulların olgunlaşması nedeniyle yılın ikinci yarısında durumu lehimize değerlendirme şansını elde edeceğiz. Buraya kadar her şey kuşkusuz pozitif. Ancak, doların küresel piyasalarda zayıflamakta beklenen ölçekte iştahlı olmaması, global ekonomide yılın ikinci yarısında beklenen toparlanma, Fed ve ECB'nin parasal genişleme beklentilerini fiyatlanan kadar karşılayıp karşılamayacağı ve içeride yurt içi yerleşiklerin yabancı para mevduat biriktirme eğiliminden ne zaman vazgeçeceği gibi başlıklar para politikasının şekillenme sürecinde belirleyici olacak. Bu nedenle bir noktadan sonra enflasyonda baz etkisi kaynaklı sağlanacak olan politika manevrası yerini diğer değişkenlerin de birlikte değerlendirildiği farklı bir ortama bırakacak. Ayrıca, 2020’de enflasyonun yüzde 12-13'lü seviyelerden tek haneye hareket etmesi için sıkı para politikasına yeniden ihtiyaç duyulabilir ki TL'nin enflasyona olan etkisi nedeniyle de bu duruma dikkat etmek zorundayız."

EN EMNİYETLİ SEÇENEK BEKLENTİLER DOĞRULTUSUNDA BİR FAİZ İNDİRİMİ

Rabobank Gelişen Piyasalar Kur Stratejisti Piotr Matys, Merkez Bankası Başkanlığı'na Murat Çetinkaya'nın yerine Murat Uysal'ın gelmesinin ardından piyasada eğilimin "kesin bir şekilde faiz indirimi" lehine doğru değişim gösterdiğini kaydetti.

Enflasyondaki olumlu trend, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve TCMB Başkanı Murat Uysal'ın ifadeleri dikkate alındığında TCMB'nin, bu haftaki toplantısında politika faizinde en az 200 baz puan indirime gidebileceği öngörüsünde bulunan Matys, 400-600 baz puan arasında bir indirimin de olabileceğini söyledi.

400-600 baz puan civarındaki indirimin TL'deki istikrarı bozabileceğini iddia eden Matys, bunun enflasyon baskılarını tekrar canlandırabileceğini ve tüketicilerle şirketler arasındaki hassasiyete zarar verebileceğini söyledi.

Matys, en emniyetli seçeneğin, beklentiler doğrultusunda bir faiz indirimi olacağını vurguladı.

YIL SONUNA KADAR 800 BAZ PUANLIK İNDİRİM GELEBİLİR

Capital Economics Gelişmekte Olan Piyasalar Kıdemli Ekonomisti Jason Tuvey de, TCMB'nin faizlerde agresif indirimlere başlayacağını belirterek, bu haftaki toplantıda faiz indiriminin olacağını ve bundan sonraki aylarda da parasal gevşemede agresif adımlar atılacağını söyledi.

Bankanın faiz indirimlerine başlayacağı meselesinin son haftalarda güç kazandığını ifade eden Tuvey, enflasyonun son bir yılın en düşük seviyesine gerilediğini, ekonomideki ılımlı iyileşmenin de faiz indirimini desteklediğini kaydetti.

Tuvey, diğer önde gelen merkez bankalarının da giderek artan bir "güvercin" ton kullandığını aktararak, daha önce 100 baz puanlık bir indirim beklediğini ancak TCMB Başkanı Uysal'ın açıklamalarından sonra bankanın 250 baz puanlık bir indirime gidebileceğini söyledi. Tuvey, faizlerde yıl sonuna kadar da 800 baz puanlık bir indirim gerçekleşebileceğini vurguladı.

24 Temmuz 2019 12:38
DİĞER HABERLER