Fransa karşısında alınan 1-1’lik beraberlik herkesin ümit ettiği bir sonuçtu. İlk maçın avantajı da büyüktü. Rakibimizin mutlaka kazanmak zorunda olduğu bir mücadeleydi. 

Milliler zaman zaman çok pozisyon verse de rakibi durdurmak üzerine kurulu bir sistemle oynamış olsa da bana göre çok önemli bir takım bütünlüğü ile istediğini aldı.

Son dünya şampiyonundan 4 puan almış bir Milli Takım olarak bakılabilir. Ya da son Dünya Şampiyonu Türkiye’den bir puan alabilmiş diye yorumlayabiliriz. 

Oyun açısından baktığınızda Fransa’nın çok fazla pozisyonu olmasa da ne pozisyonlar açısından Mert’in muazzam oyunu vardı.

Şenol Güneş’in takıma bu kadar geriye yaslanmalarını söylediğini sanmıyorum. İster istemez stat ambiyansı Fransa’yla oynuyor olmamız takım boyunun bizim ceza sahasına yakın olmasına neden oldu. Milli Takım önemli ölçüde savunmayı iyi yaptı.

Maçın içerisinde Burak’ı çok beğendim. Sakatlıktan döndü ligde iki üç maç oynadı. İki Fransız stoperin arasında top tutan, takım arkadaşlarına nefes aldıran bir anlayışta oynadı. Ki aslında bu özellikle pivot santrafor oynayan bir oyuncu değil. Üzerine düşeni iyi yaptı.

Takım bütünlüğü ve inanmış bir kadronun getirdiği başarı diyebiliriz. Milli takımın bu kadar uyumlu olması kadroda yer alan oyuncuların çoğunun Avrupa’da oynuyor olmasının etkisi var. 

Bu kadronun amacına ulaştığını düşünüyoruz. Çok amaçlı bir kadro oluştu. Nazar değmesin bu futbolcular uzun yıllar milli takımın iskeletini oluşturacak."