Yurtdışından yasadışı şekilde muhalif kaçırma olaylarında öne çıkan 3 ülkenden biri olan Türkiye’ye BM’den uyarı geldi. Erdoğan rejiminin adam kaçırma olaylarını açıktan ve övünerek yapmasının başka ülkelere kötü örnek olmasından endişe ediliyor.
Türkiye’de yurtdışından MİT marifetiyle muhalif kaçırma olayları, son yıllarda dünyanın gözüne batacak şekilde arttı. Kaçırılarak işkenceden geçirilen muhalifler, darp edilmiş halleriyle teşhir edildi. Devlet kanalı TRT’de yayınlanan ‘Teşkilat’ adlı bir dizide ise kaçırılma olayları kahramanlık gibi ekrana getirildi.
ÇİN’DEN SONRA İKİNCİ
DW'nin haberinde ayrıca şu husus vurgulandı: Merkezi Washington’da olan, dünyada belli başlı ülkelerde şubeleri bulunan demokrasi, siyasi özgürlük ve insan hakları konusunda araştırma ve savunuculuk yapan dünyaca ünlü, köklü bir sivil toplum kuruluşu olan Freedom House’ın verilerine göre yabancı ülkelerde yaşayan vatandaşlarına muhalif oldukları gerekçesiyle suikast, kaçırma gibi tecavüzlerde bulunan ülkeler sıralamasında Türkiye, Çin’den sonra ikinci sırada yer almaktadır.
Türkiye’nin ilgili ülkelerle resmi kanallardan hukuki süreçleri takip etmek yerine yasadışı adam kaçırmaları tercih ettiği belirtilen haberde devamla şu hususlara yer verildi: “Freedom House uzmanı Isabel Linzer “Dünyada başka hiçbir ülke son yıllarda bu kadar çok sayıda farklı ülkeden bu kadar çok sayıda iade gerçekleştirmedi” diyor.Bu tür eylemlerin genellikle dünyada fazla duyulmadığını belirten Linzer “Çoğu insan muhtemelen Türkiye’nin Kenya’dan insan kaçırdığını hiç duymamıştır” dedi.
KAÇIRMALARLA ÖVÜNÜLÜYOR
Türkiye bu yasadışı eylemleri gizli yapmıyor. Aksine: Birçok ülke adam kaçırma olaylarını örtbas eder veya reddederken, Türk hükümet yetkilileri Türk gizli servisi MİT’in yürüttüğü yasadışı adam kaçırmalarla övünmekte ve eleştirilere sert tepki vermektedir. Uzmanlar, Türkiye’nin yaklaşımının diğer ülkeler için bir model olabileceğinden korkuyor. Bu nedenle BM müfettişleri halka açık bir mektupta, Türkiye’yi adam kaçırma olaylarını durdurmaya çağırdılar.
Freedom House’dan Linzer, ayrıca İsveç ve diğer İskandinav ülkelerinin, hedefteki muhalif kişiler hakkında bilgi toplamayı açıkça yasaklayan “mülteci casusluğuna” karşı yasalar çıkardığını kaydetti.
Freedom House yetkilisi, yurtdışından insan kaçıran mütecaviz devletin hükümet üyelerine yaptırımlar veya o ülkeye silah ambargoları uygulanabileceğini de belirtti. Bir başka uygun yaptırım diplomatlarının ilgili ülkeden sınır dışı edilmesi olacaktır. Sonuç olarak, Linzer’e göre mesele, bu tür eylemlerin cezasız kalmasını sağlamak ve “‘Hayır, insanları kaçırmak doğru değil’ diyen uluslararası normlar yaratmaktır.”
DW’nin İnandı’nın nasıl kaçırıldığını anlatarak başlayan haberi, son durumunun ne olduğuna ilişkin şu çarpıcı bilgileri vererek sona eriyor: “Kaçırılan okul müdürü Orhan İnandı davasında şu ana kadar böyle bir sonuç yaşanmadı. Türkiye’nin Silivri Cezaevi’nin Kasım ayında yayınlanan fotoğraflarında İnandı bir kolu sargıda görülüyor. Eşi, cezaevinde işkence gördükten sonra kırılan kemiğin tedavi edilmediğini belirtiyor. Kocası aylardır kolunu kıpırdatamıyor.”