"Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yurt dışına uzanan kolları" diyen nitelenen Hollanda Diyanet Vakfı'nın genel sekreteri Murat Türkmen, Hollanda Temsilciler Meclisi önünde ifade verdi.
BASRİ DOĞAN | AMSTERDAM- Hollanda Temsilciler Meclisi Araştırma Komisyonu, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü sonrası Hizmet Hareketi'ne yönelik fişlemeler yapan ve bunları Türkiye’ye yollayan Hollanda Diyanet Vakfı'nı sorguladı.
148 caminin bulunduğu çatı kuruluşu Hollanda Diyanet Vakfı'nın (HDV) genel sekreteri Murat Türkmen, komisyonun sorularına 1,5 saat boyunca cevap verdi.
Komisyon huzurunda yemin ederek sözlerine başlayan Türkmen, 15 Temmuz’dan sonra HDV'nin yöneticileri tarafından Hizmet Hareketi'ne mensup kişilerin isimlerinin fişlendiğini kabul etti.
"HİZMET HAREKETİ MENSUPLARI TÜRKİYE'YE İHBAR EDİLDİ!"
Türkmen, “Hizmet Hareketi sempatizanlarının isimlerinin Türkiye’ye iletilmemesi gerekirdi. Bunu yapan şahıs eski başkan (Müşavir) Yusuf Acar, Türkiye’ye gönderildi. Bu kesinlikle kabul edilemez. Artık herhangi bir cami imamımız böyle bir ispiyonculuk (muhbirlik) yaparsa anında Türkiye’ye gönderiyoruz. Camilerimiz her türlü insana açıktır ayrımcılık yapılamaz. Camilerimiz Gülen sempatizanlarına açık.” dedi.
HDV Genel Sekreteri Murat Türkmen, Komisyon huzurunda yeminli ifade verdi.
CAMİLERDE KİMSEYE YASAK GETİRİLMEDİ
Hollanda Temsilciler Meclisi Komisyonu Üyesi ve CU Birlik Milletvekili Üyesi Gert-Jan Segers, 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra Hizmet Hareketi mensuplarının camilere sokulmadığını ve çok sayıda ismin HDV'nin eski başkanı Yusuf Acar tarafından bir liste halinde Ankara’ya bildirildiğine dikkati çekti.
Segers'in sorusu üzerine Türkmen, "Camilere girişte hiç kimseye yasak getirilmedi. Gülen sempatizanlarının isimlerini veren Yusuf Acar, bu işlemi Diyanet Vakfı adına değil, Lahey Büyükelçiliği Deventer Din İşleri Müşaviri olarak yaptı. Yusuf Acar’ın yaptığını doğru bulmuyorum. Hatta casusluk sayılır. Hizmet Hareketi sempatizanlarının isimlerinin Türkiye’ye iletilmemesi gerekirdi. Casusluk kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.
TÜRKMEN: AYRIMCI İMAMLAR GÖNDERİLDİ
Hoorn şehrindeki Abdulkadir Teoman Geylani Camii imamının fetva verdiğini kabul eden Türkmen, Harderwijk’de de iki imamın "Hizmet Hareketi mensuplarını ihbar edin." çağrısında bulunduğunu belirten komisyon üyelerine şu bilgileri aktardı: “Bunlar bireysel hatalardı. Hoorn’daki cami imamı derhal geri gönderildi. Zira fetvalar Diyanet tarafından yazılıyor.”
KOMİSYON: CAMİLER ANKARA HÜKÜMETİNİN UZANTISI
Hollanda Temsilciler Meclisi Araştırma Komisyonu üyeleri, HDV'nin sık sık Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin bir uzantısı olarak çalıştığını, bu durumun Hollanda’da ikamet eden Türkleri menfi yönde etkilediğini vurguladı.
Komisyon üyeleri, Türkmen’e Hollanda’daki bir Türk imamının Hollanda’ya mı, yoksa Türkiye’ye mi sadık kalacağına? dair sorular yöneltti.
HDV Genel Sekreteri Türkmen buraya sadık kalacaklarını, camilerin herkese açık olduğunu, kimsenin camilerden kovulmayacağını söylemekle yetindi.
Türkmen, Erdoğan hükümeti adına siyaset yapmadıklarını iddia etti.
Murat Türkmen, Temsilciler Komisyonu önünde sorguya çekildi.
“Camilerde siyaset yapmıyor ve siyasi hükümet adına siyasi mesajlar yayınlamıyor. Fişlemeler olmamalıydı. Burada hiç yaşamamamız gerekenleri yaşıyoruz. Bundan sonra böyle bu gibi durumlar burada yaşamayacak.” dedi.
15 TEMMUZ 2016'DAN SONRA NE OLMUŞTU?
Hollanda ile Türkiye arasında "Diyanet muhbiri" krizi yaşanmıştı. Türkiye'nin Lahey Büyükelçiliği Din İşleri Müşavirliği’nin istihbari faaliyette bulunduğu tespit edilmiş ve bunun iki ülke arasında krize yol açmıştı.
Skandal üzerine Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders, Türkiye Büyükelçisini bakanlığa çağırmıştı. Büyükelçi’den medyada yer alan “Hollanda Diyanet Vakfı, Gülen sempatizanları hakkında istihbarat topladı.” şeklindeki haberler hakkında izahat istenmişti.
Dönemin Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders Temsilciler Meclisi’nde gelişmeleri “endişe verici” olarak nitelendirmişti.
Koenders, “Böylesi bir şeyi kabul edemeyiz.” demişti.
HOLLANDALI VEKİLLERİ BİLE "GÜLEN SEMPATİZANI" DİYE FİŞLEDİLER
Türkiye’ye gönderilen listelerinde Hıristiyan Demokrat Parti (CDA) üyesi isimlerin de olduğu ve bunların bile “Gülen sempatizanı” olarak fişlendiği ortaya çıkmıştı.
Özellikle CDA lideri Sybrand Buma, Bakan Koenders’dan Büyükelçiyi bakanlığa çağırıp hesap sormasını istemişti.
Tartışmanın odağındaki Deventer Başkonsolosluğu’nda Din hizmetleri Ataşesi olarak çalışan Dr. Yusuf Acar ise, Telegraaf gazetesine yaptığı açıklamada bu iddiaları zımnen kabul etmişti.
Acar, Türk yetkililere sadece internette isimleri belli olan bazı bilgileri ilettiğini savundu ve “istihbarı” bir faaliyetin söz konusu olmadığını ileri sürdü.
Konsolosluk da Telegraaf gazetesine verdiği mülakatta Acar’ın böyle bir çalışmayı “kendi başına” yaptığını ve konsolosun bundan haberinin olmadığını söylemişti.
CDA LİDERİNDEN SERT TEPKİ
Fişleme raporlarında da "Hizmet Hareketi’nin kalesi" olarak itham edilen CDA lideri Sybrand Buma, “Söz konusu iftiralar gülünç ve gerçek dışı. Ankara’nın propaganda konusunda ne kadar aşırı gittiğini gösteriyor. Türkiye hükümetinin Hollanda’nın içişlerine karıştığının yeni bir ispatı. Bu müdahale şaşırtıcı ve kabul edilemez. Kabine, büyükelçinin dikkatini çekmeli.” ifadelerini kullanmıştı.