İngiliz hükümeti, ülkeye gelen Hizmet hareketi mensuplarına ne tür bir statü vereceğini belirlemek amacıyla bir rapor hazırlattı. Raporda hareket mensuplarının Türkiye'de ciddi zulme uğradığı ve yasal korumadan mahrum bulunduğu belirtilirken kişilerin cemaatle ilgisi olmayan aile fertlerinin bile tehlike altında olduğunun altı çizildi
'Ülkeye Dair Siyaset ve Bilgilendirme Notu, Türkiye: Gülenizm/Gülencilik' başlıklı rapor, karar vericilere tavsiye niteliğinde hazırlandı. Kamuoyuna açıklanan raporda önemli tespitler var.
Birleşik Krallık İçişleri Bakanlığı karar vericilerine sığınma ve insan hakları durumları ile ilgili meseleleri ele alırken özellikle menşei ülke ile ilgili bilgi vermeyi amaçlayan bu raporda iddiaların, iltica (asylum) vermeyi gerektirip gerektirmediği, insani koruma (humanitarian protection) sağlanıp sağlanmayacağı, ya da isteğe bağlı çıkış (discretionary leave), ve de talebin reddi durumunda “kat’i yetersiz” (clearly unfounded) gibi hükümlere varmada rehberlik etmesi için hazırlandığı belirtiliyor. Raporda iltica ve korunma iddia ve talepleri bireysel olarak, kişinin kendi özel durumu göz önünde bulundurulacak şekilde, gerçekleri ve kanıtları ele alarak inceleneceği ifade ediliyor. Rapordaki menşei ülkeye dair bilgiler (COI- Country of Origin Information) daha çok İngilizce olarak erişilebilen harici kaynaklardaki verilere dayanarak hazırlanırken bu kaynakların seçiminde, bilginin güvenilir, ilgili, açık ve objektif olması gibi kriterler ön plana çıkarıldığı belirtiliyor. Kaynaklar dipnot olarak özellikle belirtilmiş.
İltica ve Sığınmaya Başvuru Kriteri
İltica ve sığınma başvurularındaki temel kriter notta şu şekilde ifade ediliyor: Kişinin aslen ya da algısal olarak Gülen hareketine bağlılığı, ve bu bağlılıktan dolayı devlet tarafından zulme ya da ciddi zarara uğratılma tehlikesi/korkusu.
Darbe girişimi sonrası mağduriyet
Bilgilendirme notu darbe sonrasında oluşan mağduriyetlerle ilgili geniş bilgi sunuyor. Darbe kalkışması sonrasında hususiyle de OHAL’in ilanı ile, eğitim, medya, askeriye ve yargı gibi alanlarda Gülen hareketi ile en ufak bir ilişiği olan ya da olduğu düşünülen herkesin mercek altına alındığından bahsediliyor. Bilgilendirme notunda rakamsal verilere de yer verilmiş. Rapora göre, yüksek rütbeli askerleri, hükümet yetkilileri, polis ve öğretmenleri içeren on binlerce kişi işinden atıldı veya açığa alındı. 2016 Eylül sonuna kadar, yaklaşık 32000 kişi gözaltına alındı, 70000 kişi de soruşturma sürecinde.
Notta, sadece Gülen hareketi mensuplarının değil, hareket mensubu olma şüphesi bulunanların da darbe kalkışması ile ilişiği olup olmadıklarına bakılmaksızın gözaltına alındığı söyleniyor. Bununla birlikte, yalnız hareketteki insanların değil, onların akraba ve arkadaşlarının da tutuklandığına dair örnekler olduğunu, Amerikan devleti için hazırlanmış bir başka rapordan alıntı yapılarak paylaşılıyor. Örneğin kapatılan Zaman gazetesi editörlerinden, daha sonra da Yarına Bakış gazetesinde çalışan, Bülent Korucu’nun eşi 2016 Ağustos’ta polis tarafından tutuklandı. Eski AKP milletvekili olan Hakan Şükür, Gülen hareketi ile ilişkisi olmak suçundan aranıyordu. 12 Ağustos’ta Şükür yurtdışında olduğu için yerine babası Sermet Şükür tutuklandı. 26 Kasim’da babası ev hapsinde tutulmak üzere serbest bırakıldı.'' denilen raporda bu durumun sığınma için geçerli bir sebep olabileceği vurgulanıyor.
Raporda, ayrıca işkence iddiaları ve gözaltında gerçekleşen ölümlerle ilgili bilgilere de yer verildi. Kasım 2016’dan itibaren 23 intihar vakasının rapor edildiğini ve Bursa’da Seyfettin Yiğit isimli bir şahsın ölümü ile ilgili detaylar paylaşılıyor. Yiğit’in 16 Eylül’de intihar ettiği yetkililer tarafından iddia edilirken ailesi polisten şiddet gördüğünü ifade etmiş.
Raporda son olarak, hizmet hareketi mensuplarına yönelik zulüm ve zararın devletten gelmesi sebebiyle, bu insanların yetkililerin koruma ve gözetmesinden faydalanma imkanları da olmadığı ifade ediliyor.
SAMANYOLUHABER.COM