Dershanelerin kapatılmasını öngören yasa taslağına hukukçulardan tepki geldi.
- İşgüzar: Bu taslak Anayasa'yla garanti altına alınmış teşebbüs hürriyetinin idam fermanı niteliğindedir
- Kasap: Vatandaşlarının eğitimlerini nereden alacaklarına devlet karar veremez.
Dershaneleri kapatmaya kalkışmanın darbe ve sıkıyönetim dönemlerine has bir uygulama olduğuna dikkat çeken hukukçular, teşebbüs hürriyetini kısıtlamanın Anayasa’ya aykırı olacağını dile getirdi.
Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Avukat Mehmet Kasap dershaneleri kapatmaya kalkışmanın darbe ve sıkıyönetim dönemlerine has bir uygulama olduğunu söyledi. Ankara Üniversitesi Özel Hukuk Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan İşgüzar, “Bu taslak Anayasa'yla garanti altına alınmış teşebbüs hürriyetinin idam fermanı niteliğindedir.” dedi.
Dershaneleri ve etüt merkezlerini kapatma hazırlığına tepki gösteren Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Avukat Mehmet Kasap, ‘eğitim hakkı’nın en temel insan haklarından biri olduğunu vurgularken, “Vatandaşlarının eğitimlerini nereden alacaklarına devlet karar veremez. Devlet, özel sektör tarafından açılmış eğitim kurumlarını yasal yükümlülüklerini yerine getirdiği sürece cezalandıramaz ve kapatamaz.” ifadelerini kullandı. Bu kurumları kapatmakla halkın özgür eğitim alma hakkının da sonlandırılmış olacağını vurguladı. Kapatmanın Anayasa’nın 48. maddesinde düzenlenen çalışma ve sözleşme hürriyetine aykırılık teşkil ettiğini de aktaran Kasap, “Ortada hiçbir kanuni gerekçe yokken, vatandaşların kendi tercihleri ile çocuklarını gönderdiği kurumları kapatmaya kalkışmak, darbe ve sıkıyönetim dönemlerine has bir uygulamadır.” dedi.
‘Dershaneleri kapattınız, sonra ne olacak?’
İHD Başkanı Avukat Öztürk Türkdoğan da, hükümetin, “Eğitim öğretim sistemini tepeden tırnağa yeniliyorum” demesi durumunda bunu bir reform olarak değerlendireceğini kaydetti. “Dershaneleri kapattınız sonra ne olacak?” diye soran Türkdoğan, şöyle konuştu: “Dershaneleri kapatma fikri vatandaşa iyi geliyor, fakat sonrasında ne yapacaksınız? Dershaneler ihtiyaç üzerine ortaya çıktı, bunu gidermek lazım. 12 yıllık eğitimin zorunlu ve parasız olması gerekiyor, bu sağlanmadan dershaneler kaldırılırsa daha derin bir eşitsizlik ortaya çıkacaktır.”
‘Anayasal özgürlük sadece Anayasa’yla sınırlanır’
Prof. Dr. Hasan İşgüzar da, “Dershanelerin kapatılmasına yönelik taslak Anayasa’nın teşebbüs hürriyetine açıkça aykırıdır.” dedi. Kapatmanın da Anayasa’daki teşebbüs hürriyetini yasaklamak olduğunu anlatan İşgüzar, “Dershanelerin kapatılması yönündeki taslak, hakkın özüne halel getirecek bir düzenlemedir. Hakkın özü ise onun kullanılmasını ifade eder. Bu taslak bir nevi teşebbüs hürriyetini idam fermanı niteliğindedir. Öğrencilerin dershanede geçirdikleri süre onları kötü alışkanlıklardan korumaktadır. Hükümetlerin buna bir alternatif üretmeden dershaneleri kaldırması öğrencileri kötü alışkanlıkların kucağına atmak olacaktır.” diye konuştu.
‘Fırsat eşitliği kalktı’ diyen mahkemeye gider
“İsteyen istediği şekilde, istediği kurumdan eğitim alabilir.” diyen Prof. Dr. Osman Kaşıkçı da dershanelerin kapatılmasından rahatsızlık duyan velilerin hukuki hakkını arayacağını vurguladı. Eğitim özgürlüğünün kısıtlanmasından dolayı şikâyetlerin oluşacağını ifade eden Kaşıkçı, şunları dile getirdi: “Dershaneler fırsat eşitliği ve eğitim özgürlüğü sağlıyor. Devletin hangi hukuki yolla dershaneleri kapatmaya çalıştığını bilmiyoruz. Kurumsal olarak dershanelerin mahkemeye başvurmasının yanı sıra velilerin de fırsat eşitliğinin kaldırılmasından dolayı hukuki olarak hakkını arayacağını düşünüyorum. Bütün iç hukuk yolları tüketildiği takdirde böyle bir kararın AİHM’den döneceği fikrindeyim.”
‘Dershaneleri kapatmak için makul bir gerekçe yok’
Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Anayasa Hukukçusu Yrd. Doç. Dr. Adnan Küçük de, hükümetin ‘dershanecilik faaliyeti yürütülemez’ şeklinde bir kararı almasının temel hak ve özgürlüklerle bağdaşmayacağına dikkat çekti. Küçük, “Serbest ticari faaliyeti kapatmak için makul bir gerekçe sunulmalıdır. Bu düzenlemenin eğitim-öğretim hakkı, eşitlik ilkesi ve serbest çalışma hürriyeti bakımından Anayasa Mahkemesi’nden döneceğini düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
‘Dershanelerin oluşturduğu aydın gençlerden bazı kesimler rahatsız’
Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölüm Başkanı Prof. Dr. Niyazi Öktem de, dershanelerin kapatılmasının özel teşebbüs hürriyetine aykırı olduğunu belirterek, yaşananların siyasi iktidar mücadelesinden çok ‘kültürel iktidar’ içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Dershanelerin yeni tip sentezci ve aydın bir genç kesim oluşturduğuna dikkat çeken Öktem, bu durumun bazı kesimleri rahatsız ettiğini dile getirdi. Öktem, Türkiye’de oluşan kurumsal yapı değişmedikçe dershanelerin kaldırılmasının altı doldurulamayacak bir boşluk oluşturacağını da ifade etti.
‘Eğitim sistemi düzeltilirse dershanelere olan ihtiyaç kendiliğinden kalkar’
Hukukun Üstünlüğü Platformu Başkanı Avukat Cahit Özkan da dershane ihtiyacının devletin anayasal bir ilke olan ‘eğitim hakkı’nı vatandaşlara etkili ve yeterli bir şekilde verememesinden kaynaklandığını ifade etti. Öncelikle eğitim sistemindeki eksiklerin giderilmesini isteyen Özkan, bu hayata geçtiği takdirde dershaneye olan ihtiyacın kendiliğinden ortadan kalkacağını dile getirdi.
Kapatmayla eğitim sorunu çözülmez
Avukat Cüneyt Toraman da şunları ifade etti: “Dershaneler ihtiyaca göre ortaya çıkan arz talep meselesidir. Bu talebe cevap vermek devleti ilgilendirmez. Bir şehirde ne kadar çok araç bozuluyorsa o oranda da tamirhaneler ortaya çıkar. Maalesef eğitimdeki eksiklikleri tamamlayamayan devlet, vatandaşı dershanelere yöneltmiştir. Bu sorunu rant kavgası olarak görmek de doğru değil. Dershanelere ihtiyacı ortadan kaldıracak çalışmalara şapka çıkartılır.”