KOBİDER Başkanı Özgenç:

KOBİDER Başkanı Özgenç: -Fındık üreticilerine söz konusu destekleme primi verilmesi yerine, ürüne yüksek fiyat verilmesinin daha iyi olacağını düşünüyoruz. Çünkü fındıkta alan bazlı destekleme paraları halkı tembelliğe itiyor
TRABZON (A.A) - Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, fındıkta alan bazlı destekleme paralarının, halkı tembelliğe ittiğini, fındık üreticilerine söz konusu destekleme primi verileceğine ürüne yüksek fiyat verilmesinin daha iyi olacağını düşündüğünü belirtti.
     Özgenç, yaptığı yazılı açıklamada, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin, fındıkta alan bazlı destekleme uygulamasının devam edeceği yönündeki açıklamalarının, üreticiyi sevindirmiş olabileceğini ifade etti.
     Fındığa yüksek fiyat verilmesi gerektiğini dile getiren Özgenç, şöyle devam etti:
     Fındık üreticilerine söz konusu destekleme primi verileceğine ürüne yüksek fiyat verilmesinin daha iyi olacağını düşünüyoruz. Çünkü fındıkta alan bazlı destekleme paraları halkı tembelliğe itiyor. Doğu Karadenizde önemli oranda işsizlik olmasına rağmen, iş beğenmemezlikten veya para ihtiyacı olmadığından olsa gerek yeterli sayıda gündelikçi bulunamadığından arazi sahipleri yabancı uyruklu işçiler ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden gelen işçiler ile eleman ihtiyaçlarını gidermektedir.
     Özgenç, hükümet tarafından fındık stratejisi kapsamında 2009 yılında yeni bir uygulamaya geçilerek üreticiye alan bazlı destekleme uygulaması getirildiğini anımsatarak, açıklamasında şunlara yer verdi:
     Fındık bahçesi olanlara, çiftçi kaydı olanlara dekar başına 150 lira ödeme yapılıyordu. Basına yansıyan bilgilere göre fındıkta alan bazlı desteğe üç yıl daha devam edilecek. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca hazırlanan kararname ile 2012, 2013 ve 2014 yılında fındık üreticilerine dekar başına 170 lira destek verilmesi öngörülüyor. Bakanlar Kurulunda kabul edilirse fındık üreticilerine 3 yıl daha alan bazlı destek verilecek. Alan bazlı desteklenmenin devam etmesinin nedeni ise fındıktaki rekoltenin yüksek olmasının yanında fındığın iç piyasadaki düşük fiyatla alıcı bulması önemli etken olarak görülüyor. Devlet, fındık piyasasına fiyat yönünde etki etme veya fındık alımı yapma yerine, yeniden alan bazlı desteklemenin direk fındık üreticisine verilmesini daha uygun görüyor. Ayrıca yapılan çalışmada üç yıldır dekar başına 150 lira olarak verilen alan bazlı desteklemede fiyat artışı yapılacağı biliniyor. Yeni kararnamede alan bazlı dekar başına destekleme 170 lira olarak verileceği tahmin ediliyor.
     Nurettin Özgenç, yan gelip yatana değil, fındığı bırakıp alternatif ürün yetiştiren üreticiye destek verilmesi gerektiğini savunarak, şu ifadeleri kullandı:
     Fındık üreticilerine dönüm başına verilen destekleme primi uygulamasının yanlış olduğunu geçmiş yıllarda ifade etmiştik. Bugün de aynı görüşteyiz. Bize göre köylünün ürettiği fındığın yüksek rakamdan alınması daha iyi olacaktır. Çünkü arazisi az olanlar veya toplayacak kimsesi bulunmayanlar fiyat maliyeti karşılamadığından ürünleri toplamadıklarından dolayı dalda kalmaktadır. Acil ihtiyacı olanlar veya yaşadıkları şehre dönmesi gerekenler ellerindeki mahsulün fiyatının kaç lira olduğuna bile bakmaksızın yok pahasına satacak. Böyle olmasından dolayı da tüccar fiyatı yükseltme gereği duymayacak. Türkiyede fındık fiyatları istikrarlı bir şekilde artırılmadığı takdirde fındık konusunda kayda değer bir gelişme sağlanamayacaktır.
    
     -Fındık kimseyi memnun etmiyor-
    
     Özgenç, fındığın, üreticisinden tüccarına, işçisinden aracısına kadar kimseyi memnun etmeyen bir tarım ürünü olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
     Fiyatının düşük olması ve maliyetini kurtarmamasından dolayı kimsenin memnun olmamasına rağmen büyük oranda Doğu Karadeniz bölgesinde yetişen fındığın, üretici açısından başka alternatifi yok. Dolayısıyla endüstrinin olmadığı, endüstriyel tarımın yapılmadığı bölgenin çiftçisi fındık üretmeye mecbur. İklim ve arazi koşulları da zaten başka bir ürün yetiştirmeye izin vermiyor. Türkiyede yetişen fındığın dünya fındık ihtiyacını karşıladığının biliniyor. Fındığın dünyaya pazarlanmasında hak ettiği değeri bulamadığı kanaatindeyiz. Türkiye, 7 tarım ürününün üretiminde birinci sırada bulunuyor ve bunların en başında da fındık geliyor. Ancak dünya fındık üretiminin dörtte üçünü gerçekleştiren Türkiye, tekel konumunda olmasına rağmen, maalesef fiyat oluşumuna katkı sağlayamıyor. Esas sorun burada yatmaktadır.
     Her şeyin fiyatı artarken fındığın fiyatının artmaması düşünülemez. Özellikle Doğu Karadenizde esnaf ve KOBİler açısından fındık fiyatları çok önemli. Adeta ticaret ve alışveriş fındığa endeksli. Çünkü fındık para etmezse esnaf iş yapamaz. Esnaf iş yapamayınca istihdam olmaz. İstihdam olmazsa bölge ekonomisi kalkınamaz. Dolayısıyla ihracatın artması için hükümetin fındığa daha fazla tanıtım bütçesi ayırması gerekmektedir. Esasen destekleme paraları halkı tembelliğe itiyor. Nasılsa devlet destekleme parası veriyor diye fındık bahçelerine gereken bakım yapılmıyor. Oysa fındığa verilecek yüksek fiyat üründe kaliteyi getirebilir.
    
     Muhabir: Tuncay Bekar / Asena Akçay
     Yayıncı: Şükran Yücel
23 Eylül 2012 11:08
DİĞER HABERLER