Erdoğan'ın “Bu iktidar faizi arttırmayacaktır. Biz faizi düşürmeye devam edeceğiz” sözünü söylediği gün Merkez Bankası faiz artırmış.
Ekonomi yazarı ve Bankacı Kerim Rota, Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın, “Bu iktidar faizi arttırmayacaktır. Biz faizi düşürmeye devam edeceğiz” demesinden hemen sonra Merkez Bankası'nın faiz arttırdığını yazdı.
"Cumhurbaşkanı böyle söylese de biliyorsunuz şeytan ayrıntıda gizlidir. Daha bu sabah TCMB faizleri arttırdı. Duymamanız gayet doğal çünkü Cumhurbaşkanı 'bu iktidar faizi arttırmayacaktır' dediği gün TCMB bu artışı doğrudan politika faizini arttırarak zaten yapamazdı," diyen Kerim Rota'nın yazısı şöyle:
Bakan Nebati’nin Ak Parti kampında 'Enflasyonla büyümeyi tercih ettik, dar gelirliler hariç firmalar kar ediyor, çarklar dönüyor' itirafı ile ortada enflasyonla mücadele diye birşey olmadığını ilk ağızdan duyduk. Bakan sonrasında gelen tepkiler üzerine sosyal medya aracılığı ile çark etmeye çalışsa da olan oldu, duyan duydu.
En büyük tepki bakanın bu sözlerine gelse de bence daha ilginci 'Enflasyonu düşürmek için sert tedbirler alabilirdik, isteseydik yüksek faiz artışı yapardık' sözüydü. Bunu duyanlar bir an bakanın faiz konusunda herhangi bir zamanda bir yetkisi veya söz hakkı olduğunu düşünebilirdi. Neyse ki Cumhurbaşkanı 24 saat geçmeden 'Bu iktidar faizi arttırmayacaktır. Biz faizi düşürmeye devam edeceğiz' diyerek son sözü söyledi.
Cumhurbaşkanı böyle söylese de biliyorsunuz şeytan ayrıntıda gizlidir. Daha bu sabah TCMB faizleri arttırdı. Duymamanız gayet doğal çünkü Cumhurbaşkanı “bu iktidar faizi arttırmayacaktır” dediği gün TCMB bu artışı doğrudan politika faizini arttırarak zaten yapamazdı.
TCMB bu sabah bankalara bir yazı göndererek enflasyona endeksli tahvillerin teminata kabul edilme iskontosunu tekrar değiştirdi. Bu değişiklik Bloomberg HT’de aşağıdaki şekilde yer buldu.
“TÜFE’ye endeksli tahvillerde iskonto oranı ikiye katlandı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) TÜFE’ye endeksli kıymetlerin iskonto oranının yüzde 15’ten yüzde 30’a çıkarılacağını belirtti.
Enflasyonda yaşanan gelişmelerin ardından son dönemde bankaların yoğun talep gösterdiği TÜFE’ye endeksli tahvillerle ilgili bir düzenleme yapıldı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan (TCMB) banka genel müdürlüklerine gönderilen ilgili yazıda 24 Haziran tarihi itibariyle TÜFE’ye endeksli kıymetlerin iskonto oranının yüzde 15’den yüzde 30’a çıkarılması kararlaştırıldı.”
Bu iskonto oranı daha birkaç hafta önce %2 gibi bir orandan %15’e çıkarılmıştı. Şimdi %30 oldu.Bu haber ilk bakışta finans piyasalarındaki uzmanlar için bile anlam ifade etmeyebilir. Gelin sizlerle bu uygulamanın parasal boyutunu ve amacını aşağıda inceleyelim.
Aşağıda geçmişten bugüne Hazine tarafından çıkarılmış yaşayan Tüfe tahvillerinin ilk çıkış miktarlarını, yanında TCMB tarafından 7 Haziran 2022 için ilan edilmiş fiyatlarını ve tahvilin bugünkü değerlerini görebilirsiniz. (Analizimizi bu tahvillerin neredeyse hepsinin bankacılık sektörünün elinde olduğunu varsayarak yapacağız. Fiili durum da buna çok yakındır)
(Bu listede Varlık Fonu tarafından ihraç edilmiş Enflasyona endeksli kira sertifikaları yoktur. Onları da dahil edersek kamunun enflasyona endeksli borcu daha da yüksektir)
Tabloda gördüğünüz gibi her ne kadar Hazine tarafından ihraç edilen tahvillerin miktarı 348 Milyar TL olsa da, bankalar açısından bu tahvillerin bugünkü değeri 1,1 Trilyon TL’ye ulaşmış durumda. Zaten bankaların karlılıklarını bir yılda sekiz katına çıkaran da bu tahvillerden enflasyonun patlaması ile elde ettikleri, ancak çoğunu henüz tahsil etmedikleri devasa birikmiş faizler.
Hazinenin borç stoğunda sadece 348 Milyar görünen bu tahvillerin birikmiş enflasyon farkı olan 750 Milyar TL’yi ileride ödeyecek olansa sizler, çocuklarınız ve torunlarınız olacak. Bu korkunç mirası anlatan ve Perspektif online’da yayınlanan “Fare deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna kabak bağlamış” yazıma bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
TCMB tarafından bu tahvilleri için teminat iskontosunun %30’a çıkarılmasının bankalara etkisi ise büyük bir likidite sıkışması olacak. Bankalar ellerindeki 1,1 Trilyon değerindeki tahviller için daha 2 hafta önce TCMB’den neredeyse aynı tutarda %14 faiz ile borçlanma yapma imkanına sahiptiler. Oysa bugün bu tahvillerin 330 Milyar TL’ye yakın kısmı için bu imkan ortadan kalktı.
Bu likidite açığını kapatabilecekleri artık iki kanal var. İlki bilançolarındaki Türk Lirası mevduat miktarını arttırmak. Bunun için de diğer bankalardan çekmeleri gereken mevduata çok daha yüksek faiz ödemeleri lazım. İkincisi ise kredi miktarlarını azaltarak Türk Lirası likiditelerini arttırmak. Bunun için de kredi faizlerini yükseltmeleri gerekecek. Her iki durumda da bankaların bu hafta içinde TL faizlerini yükselttiğini göreceğiz. Şu an maksimum %21 civarı ödedikleri TL mevduat faizlerinin %25’e kadar yükselmesi olası.
Ancak ortada hala çok büyük bir sorun var. Üretici enflasyonu %132’ye yükseldi. Tüketici enflasyonu ise TÜİK’e göre %73, ENAG’a göre %160. Böylesi korkunç bir enflasyon ortamında mevduat faizlerinin %25’e, kredi faizlerinin %30’lara yükselmesi devede kulak kalacak.
Kredi talebi yine canlı kalacak. Sanayiciler ve tüccarlar krediyi %30 değil %50 ile bile kullansalar, sipariş edecekleri mal veya hammaddeden yine iyi para kazanacaklar.
TCMB’nin 5 ayda 40 Milyar $ rezerv satmasına rağmen bir ayda dövizin %10 yükseldiğini gören hiç bir tasarruf sahibi de, faizler yıllık %4, aylık %0,3 arttı diye dövizini Türk Lirasına çevirmeyecek.
TCMB yetkilileri yine bankalara telefon açıp “dövizi kim alıyor?” veya “Saat 16 sonrası döviz almayın” diyerek döviz piyasasını kontrol ettiğini sanacaklar.
Cumhurbaşkanı “bu iktidar faizi arttırmayacaktır” dediği gün “mahçup” faiz artışı yaparak ekonomiyi yönettiğini sananlar da rezervlerimizi, paramızı, vergilerimizi, zamanımızı ve çocuklarımızın geleceğini harcamaya devam edecekler.