Sultan Vahdettin’in altın ‘Saltanat Mührü’ açık artırmaya çıkacak.
140 bin YTL’den açılışı yapılacak olan mührü, Hanzade Sultan’ın oğlu bir koleksiyonere satmış.
Portakal Sanat ve Kültür Evi’nin 17 Aralık’ta düzenleyeceği yeni yıl müzayedesinde Osmanlı Devleti’nin son padişahı Vahdettin’in Sultan Mührü (Mühr-i Hümayun) açık artırmaya çıkarılıyor. Böylece Osmanlı’ya ait son mühür de satılmış olacak. 140 bin YTL’den açılışı yapılacak olan mühür, Hanzade Sultan’ın oğlundan satın alan bir koleksiyonere ait. 25 Ramazan 1336 (25 Temmuz 1918) tarihli mühürde Sultan Vahdettin’in tuğrası ‘Mehemmed Vahideddin Han bin Abdülmecid el-muzaffer daima’ yer alıyor. Tuğra, dönemin ünlü tuğrakeşi İsmail Hakkı Altunbezer tarafından düzenlenmiş. Mührün üst kısmı dilimli ve kıvrık dal motiflerinden oluşuyor. Topkapı Sarayı da dahil olmak üzere devlet müzeleri ve özel müzelerde Vahdettin’e ait mühür bulunmuyor.
Müzayedede ayrıca Halife Abdülmecid imzalı Yavuz Sultan Selim portresi, son Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa için özel yapılmış işlemeli levhalar, saray ressamı Fausto Zonaro’nun “İstanbullu Hanım” portresi var. Türkiye Cumhuriyeti tarihinden ise 1950-1960 yılları arasında başbakanlık yapan Adnan Menderes ve eşi Berrin Menderes’e ait aile mücevherlerinin yanı sıra klasik ve modern Türk resminin önemli ressamlarının tabloları bulunuyor. İbrahim Çallı’ya ün kazandıran Maşlahlı Kadınlar serisinin en nadide örneklerinden Maşlahlı Kadınların Büyükada Sefası adlı tablosu, Türk hat sanatının ustaları Hafız Osman, Kazasker, Mustafa İzzet, Hasan Rıza, Bakkal Arif ketebeli levhalar, Kanuni Sultan Süleyman tuğralı secere, Sultan I. Abdülhamid’e ait tuğralı berat-ı hümayunlar, tombak ve tuğralı gümüş eserler müzayedenin nadide eserleri arasında.
‘Mühür Topkapı Sarayı’na bağışlansın’
Müzayedeyi düzenleyen Raffi Portakal, mührün mukayese edilecek bir örneği olmadığından ne kadar fiyata satılabileceği konusunda bir tahminde bulunmasının çok kolay olmadığını söylüyor. Portakal, “Ama gönlümden şöyle bir şey geçiyor: Bu mührü satın alan Topkapı Sarayı’na hediye etsin. Bu eserleri paylaşmak lazım. Diğer sultan mühürleri müzelerde yer alıyor. Vahdettin giderken mührünü de yanında götürdüğü için daha sonra akrabalarına kalmış. Sadece Vahdettin’in mührü yok bu müzayedede. Kâbe örtüsü, Kâbe anahtarlığının muhafaza kabı, padişah portreleri de var.” diyor.
Müzayede kurumları, eser bulunması ve topluma kazandırılması ile ilgili son derece önemli bir görev üstleniyor. Son yıllarda artan Osmanlı merakı nedeniyle müzayedelerin Türk koleksiyonerlerden ilgi gördüğünü ama bu ilginin yeterli olmadığını belirten Portakal, “Zaten elimizde bir avuç eser kalmış, onlara da sahip çıkmamız lazım. Biz kültür yolunda açız.” diyor. Portakal, Osmanlı’ya artan bu ilgiyi başlatan kişilerinin başında kendisinin bulunduğu da ifade ediyor. “Bunun adına dilerseniz moda, trend ya da özlem deyin. Türk tablolarını sevdirmek için çok yoğun çaba sarf ettim. Şanslıydım. Allah yüzümüze baktı. Sakıp Bey’le (Sabancı) beraber hiçbir para gayesi olmadan tablolar topladık. Sakıp Bey’in renkli kişiliği, toplumdaki güvenilirliği, birçok insanı Türk eserleri almaya sevk etti. Türk tablosunu insanlar çerçeve parasına alıyorlardı, aslında almıyorlardı demek daha doğru olur. Hafız Osman’ın hat’tı 10 dolardı. Milattan öncesinden bahsetmiyorum. 1970’lerin sonu, 80’lerin ortasında böyleydi bu. O günlerden bugünlere geldik.” diyerek Osmanlı kültürüne ait eserlerin önemini anlatmak için büyük uğraş verdiklerinin altını çiziyor. Müzayededeki eserleri 7-16 Aralık tarihleri arasında Portakal Sanat ve Kültür Evi’nde görebilirsiniz.
Alif Art’tan 350 eser
Diğer yandan Alif Art tarafından yarın Esma Sultan Yalısı’nda 14.30’da gerçekleştirilecek “Osmanlı ve Karma Sanat Eserleri Müzayedesi”nde de birbirinden değerli 350 eser açık artırmaya çıkıyor. Müzayedede Osmanlı tekstil koleksiyonu, padişah hat ve fermanları, İznik koleksiyonundan eserler ve 100 bin YTL’den satışa çıkacak mücevher koleksiyonu da var. Sultan II. Abdülhamid’in kızı Naime Sultan için yapılan tuğralı sini, IV. Mustafa’nın kavuğunun üzerinde yer alan elmas kakmalı sorguç, Şevket Dağ’ın “Ayasofya Camii Son Cemaat Mahalli”, Fabius Brest’in “Hipodrom”, Preeur Bardin’in “Ortaköy Camii’nin Önünde Saltanat Kayığı”, Michael Zeno Diemer’in, “Sarayburnu, Ahırkapı Feneri” adlı tabloları da nadide eserler arasında.
CUMAERTESİ / ZAMAN