[Prof. Dr. Osman Şahin yazdı] Mikro Planda temsillerin ve Krizde küçülmenin faydaları

Samanyoluhaber yazarı Prof. Dr. Osman Şahin, geçen hafta başladığı "Güzel söz ve kötü söz" serisinin üçüncü yazısını kaleme aldı.
PROF. DR. OSMAN ŞAHİN- Samanyoluhaber.com 

GÜZEL SÖZ, KÖTÜ SÖZ VE GÜZEL MİSALLER 3

Önceki yazıda ve “Çirkin Misaller, Cerbezeciler ve Mağdurlar- 1” başlıkta ele alınan global ölçekte yaşanan menfi temsil ve örnekler karşısında, çok güzel temsillerin ve örneklerin bütün dünya çapında ortaya konulması gerektiğinden ve böylece sahip olduğumuz ve temsil ettiğimiz değerlerin gerçek mahiyetlerinin ortaya çıkabileceği ifade edilmişti. 

Fethullah Gülen Hocaefendi böyle örneklerin ütopik seviyede olmaları gerektiğine “Acıyorum” başlıklı Bamteli’nde dikkat çekmektedirler: “Dünyanın her yerinde ve hayatın her biriminde, şekil ve suretten sıyrılmış hakiki müminlerden en az biri bulunmalı ki, insanlık, IŞİD, Boko-Haram ve Murâbıtîn gibi örgütleri İslam’ın temsilcileri olarak görmesin” ve “Müslümanlık kendi değerleri ile âdetâ sergileniyor gibi -kitap fuarlarında kitapların sergilendiği gibi- bir sergileniverse, Allah’ın izni ve inayeti ile insanlar birbirini yemekten vazgeçecekler, yamyamlığı bir tarafa bırakacaklar, kardeş gibi sarmaş-dolaş olacaklar..” 

Aynı sohbette konuyu şöyle detaylandırmaktadırlar: “Dünyada bir yer, çok küçük çapta bile olsa, mikro-planda bile olsa örnek hale gelse… Kendi köyümün adı ile ifade edeyim; Korucuk köyü gibi olsa fakat ütopik bir hali olsa… Yani, orada herkes Allah sevdası ile oturup-kalksa… (Şu anda İslam dünyasında maalesef öyle bir örnek yok. Tiranlar ve diktatörler bir yerde bir gelişme olunca tepesine balyozu indiriveriyorlar.)

Çok küçük bir köyde bile olsa, böyle ideal bir toplum olsa… Campanella’nın “Güneş Ülkesi” gibi bir şey, bir köy ölçüsünde bile olsa, inanın bütün insanlık öyle bir sistem kurma adına kümelenecek her yerde, “Yahu biz de böyle bir sistem gerçekleştirelim!” diyecek. O “Güneş Ülkesi”ni yazan insan, Osmanlı’ya muttali olunca diyor ki: “Ben, beyhude meşgul olmuşum! Bir yerde adamlar o dünyayı kurmuşlar!” Yani, Kanûnî’ler, Yavuz Cennet-mekân’lar, bir ölçüde Sarı Selim’ler… Sarı Selim, tam öyle miydi? Ama Edirne’deki Selimiye Camii’ni yaptıran, o; Kıbrıs’ı fetheden de yine o; yani düşüklerinden bir tanesi.”

Bütüncül bir bakış açısıyla geçmiş sağlam bir şekilde ele alınıp değerlendirildiğinde, İslami toplumların tarihinde burada bahsedilen ve günümüzde bize ütopik gelebilecek derecede bir temsilin yaşandığı çok sayıda güzel örnekleri bulmak mümkündür.

En güzel bir örnek olarak Hizmet Hereketi

Süreç öncesinde Türkiye’de ve bütün Dünya’da Hizmet Hareketi bu konuda çok güzel temsiller ortaya koyabilmişti. Maalesef birtakım şer güçler bu güzel temsillerden rahatsız olduklarından Hizmet Hareketi kurumlarını ve bireylerini bitirebilmek için süreci başlatmışlardır. 

Bu süreç boyunca, zahiren Hizmet çok büyük kayıplar yaşamış olsa da bu vesileler ile Hizmet insanları dört bir yanına tohumlar gibi saçılmışlardır. Artık gittikleri yerlerde de çok ihtiyaç duyulan, sahip oldukları güzellikleri yaşayarak gösterme imkanına sahip olmuşlardır.

Hizmet insanlarının süreç etkisiyle geldikleri coğrafyalarda bu güzel misalleri sergilemeleri çok önemlidir. Ancak bu şekilde bütün dünyada Müslümanlar hakkında oluşturulmuş menfi imajlar yok edilebilir. 

Bunun için ise sahabe efendilerimize (radıyallahu anhüm) benzer bir temsil ortaya koymalıdırlar ki diğer insanlarda bir imrenmeye vesile olsunlar. Hocaefendi Hizmet insanlarının gittikleri yerlerde bir misyoner gibi davranmaktan kaçınmalarının ve halleri ve yaşayışları ile sahip oldukları güzellikleri göstermelerinin hüsn-ü kabule mazhar olabilmeleri açısından çok önemli olduğuna dikkat çekmektedirler.

Kriz dönemlerinde küçülmeye gitme ve böylece yapıyı güçlendirme krizden kurtulmak için başvurulan yollardan bir tanesidir.

Hizmet süreç öncesinde yaşadığı maddi büyüme neticesinde ilke ve prensiplerinin uygulamada önemli problemler yaşamaya başlamıştı. Genişlemiş ve kontrolü zorlaşmış bir yapı içerisinde fabrika ayarlarına dönmek ve geleceğe yürümek için gerekli olan kıvama ulaşması pek mümkün gözükmüyordu. Süreç boyunca Hizmet cebri bir küçülme yaşamak zorunda kaldı. Bu küçülmeyi bir fırsat olarak görmek de mümkündür. 

Celali tecelliler neticesinde, hantallaşmaya ve verimliliğini yitirmeye başlamış bazı birimlerin ve kurumların yıkılması veya küçülmesi, Hizmet hareketinin asli değerlerine dönebilmesi ve Hizmet ilke ve prensiplerine uygun olarak yeniden yapılanabilmesi için çok ideal bir ortam sunmaktadır.  Böylece, sahabe efendilerimizde (radıyallahu anhüm) yaşandığı gibi her bir ferdin çiçek açabilmesi, geçmişten beri oluşagelmiş ve gelecekteki hizmetlerin yapılmasına engel teşkil edebilecek yanlış anlayış ve yaklaşımlardan kurtulabilmesi ve zamanın gerektirdiği değişimi gerçekleştirebilmesi mümkün olacaktır. 

Hizmet insanlarının iradi olarak evet diyemeyeceği ve arzu etmeyeceği bu küçülmeler, bazı yapıların yıkılması, imkanların, makamların, konumların elden çıkması ve şartların çok zorlaşarak ağırlaşması gibi hadiselerle, aslında, Allah’ın (celle celâluhu) Hizmet Hareketinde yeni doğumların gerçekleşmesine de zemin hazırlamış olduğu söylenebilir. 

En güzel misaller ve prototipler

Asr-ı Saadet’te Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) ve sahabe efendilerimiz (radıyallahu anhüm) tarafından yaşanarak ortaya konulmuş güzel misaller kıyamete kadar bütün Müslümanlar için uyulacak en güzel örnekler ve prototiplerdir.

 Kur’an-ı Azimüşşan’ı en doğru anlayabilmek için Allah Rasûlü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) Sünnetine ve Allah Rasûlü’nü (sallallahu aleyhi ve sellem) en iyi anlayarak bunları hayatlarına hayat yapmış olan başta Hülefay-ı Raşidin olmak üzere sahabe efendilerimize (radıyallahu anhüm) bakmak gerekir. Buna uygun hareket edilmediğinde Kur’an doğru anlaşılamamış ve maalesef çok sayıda dalalet fırkaları meydana gelmiştir.
İnşaAllah bir sonraki yazıda devam edelim.
30 Ekim 2020 16:49
DİĞER HABERLER