Cumhuriyet yazarı Tuncay Mollaveisoğlu bugünkü köşesinde "Sahte seçmen ve kol saati..." başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Eskiden mahkeme kararına bağlı olan ve güçlükle gerçekleştirilen ad soyad değişikliği'nin e-Devlet’ten artık kolayca yapılabildiğini belirten Mollaveisoğlu, "Peki bu düzenlemeye neden ihtiyaç duyuldu? İsim değişikliği, mahkeme süreci kaldırılarak internetten başvuru yolu ile neden kolay hale getirildi?" sorularına dikkat çekti.

Konuya ilişkin Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile konuşmasını aktaran Mollaveisoğlu,"Seçimlere kadar 3 milyon Suriyeliye vatandaşlık verilecek iddiasını sorduğu Özdağ'ın 'Saray’dan ve AKP Genel Merkezi’nden çok önemli iki isme bu iddiayı doğrulattığını' ” söyledi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 'oy kullanacak Suriyeli sayısının 120 bin olduğunu' açıkladığı sözleri hatırlatan Mollaveisoğlu, Özdağ'ın “Sandıklarda milyonlarca Suriyeli ile oy kullandığımızda hakikati göreceksiniz” dediğini aktardı.

Mollaveisoğlu'nun yazısının ilgili bölümü şöyle; 

"AKP iki yıl önce yasal düzenleme ile taşlarını döşemişti...

Eskiden mahkeme kararına bağlı olan ve güçlükle gerçekleştirilen ad soyad değişikliği e-Devlet’ten artık kolayca yapılabilecekti.

İsim değişikliği için geçerli bir nedenin olması yeterli. İsmin örf adetlere uymaması, cinsiyet değişikliği, aynı isimde akrabaların olması gibi nedenlerin yanı sıra “isminin karakterine uygun olmadığı” düşüncesi de isim değişikliği yapmak için geçerli hale getirildi. 

Yani, isteyen herkese adını değiştirme hakkı getirildi. 

Peki bu düzenlemeye neden ihtiyaç duyuldu? İsim değişikliği, mahkeme süreci kaldırılarak internetten başvuru yolu ile neden kolay hale getirildi? 

Suriyelilerin apar topar seçmen yapılmasının bu değişiklikle bir ilgisi var mı?

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile konuştum... 

Özdağ’a, “Seçimlere kadar 3 milyon Suriyeliye vatandaşlık verilecek” iddiasının kaynağını sordum. 

“Saray’dan ve AKP Genel Merkezi’nden çok önemli iki isme bu iddiayı doğrulattığını” söyledi Özdağ ama kaynağı açıklamadı. 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, oy kullanacak Suriyeli sayısının 120 bin olduğunu söylemişti. 

AKP elitlerinin verdiği rakamlar TÜİK’in enflasyon oranları kadar inandırıcı...

Ancak gerçeği bilmek de mümkün değil... Özdağ, “Sandıklarda milyonlarca Suriyeli ile oy kullandığımızda hakikati göreceksiniz” dedi... 

İsim ve soy isim değişikliğinde yapılan “kolaylaştırıcı” düzenleme bu fotoğrafta çok önemli hale geliyor...

Suriyeliler isimlerini değiştirirlerse, oy kullananların Suriyeli olduğunu anlamak imkânsız hale gelecek...

Ayrıca isim değişikliği yeni kimlikler anlamına da geliyor... 

Bir kişiye birden fazla kimlik verilirse bunun kontrolü nasıl yapılacak? 

Birden fazla kimlik birden fazla oy demek... 

Panikle gelen açıklama!

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü gelen tepkiler üzerine “Uygulama sonradan vatandaş olanları kapsamıyor, doğumla vatandaş olanları kapsıyor” diye açıklama yaptı!

Oysa bir yabancı T.C. vatandaşı olduğunda kökeni ne olursa olsun, ister Suriyeli ister Alman... Türk vatandaşının sahip olduğu tüm haklar geçerli oluyor. 

E-devlette “doğumla T.C. vatandaşı olanlar” ve “doğumla T.C. vatandaşı olmayanlar” diye bir ayrım yok...

Ayrıca T.C. vatandaşlığı alanların anayasaya göre eşitlik hakkı var. 

2017 referandumunda oyların bariz şekilde çalındığına tanık olduk. O gün kulağıma küpe taktım ve AKP’nin adil, vicdanlı, demokratik kurallar ve hukuk içerisinde bir seçim yapmasının mümkün olmadığını bir kez daha anladım. 

Muhalefet iktidarın her adımını ciddiyetle takip etmeli. 

6’lı masa seçim güvenliği ile ilgili komisyonu en öncelikli ve en büyük enerjinin, zamanın aktarılacağı komisyon olarak değerlendirmeli...

Sahada kazandığını masada daha önce kaybettin...

Bütün mesele o gün yaşanacak oy kullanma sürecinin sağlıklı şekilde takip edilmesinde...

Türkiye’nin geleceği bugünden seçim gününe yapılacak hazırlıkta yatıyor..."