Samanyoluhaber.com yazarlarından Gazeteci-Yazar Aydoğan Vatandaş, bugünkü yazısında, Eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış'ın Kur'an-ı Kerim'le alay eden twitlerini konu edindi. 

Armağan Vatandaş, "Dindar nesil yetiştirmekten bahsedenlerin, Kuran’dan her hafta ayet sallayanlarla, Kuran’la haşa ‘bakara-makara’ yapanlarla ilgili söyleyecek bir çift sözleri olmayacak mı?" diyerek,  AKP yetkililerinin, yandaşlarının ve Diyanet'in sessizliğini korumasının inandırıcılıklarını yitirdiğini söyledi.

Dinin siyasete alet edenlerce içinin boşaltıldığını vurgulayan Armağan Vatandaş'ın bugünkü yazısı:

Terry Jones ismini hatırlıyor musunuz? Hani, 2010 yılından itibaren neredeyse her yıl 11 Eylül’ün yıl dönümünde Kuran yakma eylemine kalkışan Floridalı rahip. 

Jones geçen yıl da benzeri bir girişimde bulunmak isterken tutuklanmıştı.

Jones’un bu girişimleri sadece Amerika’lı Müslümanların tepkisine neden olmadı. Neredeyse tüm dünyada tepkilere neden oldu.

Bunu anlamak için ‘Terry Jones’ ismini Google’dan taramanız yeterli.

Nitekim bu isme Türk okurları da aşina. Hakkında yığınla olumsuz haber yapılmış Kuran’a saygısılık yapıldığı gerekçesiyle.

Jones ismini başka nereden hatırlıyoruz? 2011 yılında Libya’da Amerikan Büyükelçiliği’ne saldırının gerekçesi olarak sunulan İslam karşıtı filminin reklamını yapmıştı Jones. Bu film tüm dünyada infiale ve gösterilere neden olmuştu.

Danimarka’da hem peygamberimize, hem de Kuran’a yapılan saygısızlığın neden olduğu infial ve Danimarka ürünlerine yapılan boykot çağrıları da hala hafızalarda.

CHP’nin ağır topu Önder Sav’ın 2008 yılında İslam’a, Hazreti Peygamber’e ve hac ibadetine hakaretlerini Recep Tayyip Erdoğan’ın naslı bir linç kampanyasına çevirdiğini kamuoyu unutmadı.

“Ama hala özür dilememiştir, dileyememiştir. Şimdi bunu örtmenin gayreti içindedir. Çünkü bunlar yanlışlarını hatalarını ancak böyle düzeltebiliyorlar. Daha büyük bir skandal meydana getirerek, başka bir skandalın varlığını ortadan kaldıramazsınız” demişti Erdoğan o zaman.

Sav, konuyla ilgili hakkında açılan dava sonucu mahkum da olmuştu.

Doğu Perinçek'in eşi Şule Perinçek Eskişehir'de 2012 yılında katıldığı bir konferansta, 'Başörtüsü için Kuran'a bakmaya ne gerek var?' dediği için büyük tepki görmüştü. 

Hz. Peygamberin bir rüyada ışık hüzmesi olarak görülmesi ve bunun da bir dizide canlandırılması konusunda mangalda kül bırakmayanları, meydanlarda bunu nasıl siyasete malzeme yaptıklarını da biliyoruz. 

O halde dindar nesil yetiştirmekten bahsedenlerin, Kuran’dan her hafta ayet sallayanlarla, Kuran’la haşa ‘bakara-makara’ yapanlarla ilgili söyleyecek bir çift sözleri olmayacak mı? 

Olmuyorsa, bunun siyaseten uygun olmadığı içindir, değil mi? Bu da dinin bu arkadaşlarca ancak siyasete alet edilebilir imkanlar tanıdığı zaman bir anlam ifade ettiğinin acı ama somut kanıtı değil mi?

Diyanetten artık zerre umudumuz kalmadığı için, zaten oradan bir tepki beklemek de abesle iştigal olur, o yüzden o faslı hemen, hızla geçiyor ve diyorum ki, artık lütfen din üzerinden siyaset yapmayı bırakın. Meydanlardan tek parti döneminde yapılan zulümlere atıfta bulunmanın hiç bir anlamı kalmadı çünkü.

İnandırıcılığınızı yitirdiniz.

Çünkü günümüz gençliği, günümüz toplumu, bugün yapılan zulmün o günleri aratmadığını, dine ve dindarlara yapılan saygısızlığı büyüğünü, bizzat dini siyasete alet edenlerce dinin içinin boşaltıldığını görerek ve yaşayarak fark ediyorlar.