Bu Yargıtay kararı ile ilgili benim görüşüm şu yanılmıyorsam 1904 tarihli İtalya Napoli istinaf mahkemesinin bir kararı var. O da bu ceza yargılamalarında 'toptan bir hüküm oluşturabilecek bir unsurdan karara gidilemez' der. Yani 'ByLock kullanıcısıdır terör örgütü üyesidir derseniz bu toptancı bir anlayış olarak kabul edilmiştir. Ve bu ceza adalet sistemine aykırıdır. Bunu da 2005 yılında AİHM içtihat dairesi kurdu. 2005'ten sonra da bunu temel içtihat olarak kabul etti. Yani bu AİHM kararına aykırı. Aynı apartmanda tek bir WİFİ kullanıyorlar. Gidiyorlar 80 lira veriyorlar ve sonra oradan biri ByLock indiriyor. Başka bir yurttaş gidiyor pazardan telefon alıyor. Yani ceza hukuku baktığınız zaman temelde eylemi yargılar. Buradaki hukukçuların hepsi bu noktada hiç bir tereddütü yok. Amaç yargılaması olmaz. Burada Yargıtay'ın bu değerlendirmesiyle ceza adaleti sistemi amaç yargılamasına döner ki bu ceza adaleti sistemi olmaktan çıkar. Eylemi yargılayacaksınız. Adliyelerde çok ciddi sorunlar var. Yeni hakimler alınıyor, genç hakimler alınıyor sisteme adaptasyonu sağlanmaya çalışılıyor çok büyük sorunlar var yaşıyoruz. Onlar şimdi eline ByLock kararı geldiğinde 'Ah Yargıtay'ın da kararı var emsal kararı var bu da güçlü bir durumda ortada duruyor. O halde niye ben uğraşayım yani yargıcın karar vermesinin önünde eyleme ilişkin hüküm kurmasının önünde büyük bir engel oluşturdu. Yargıtay'ın bu kararı aksi yönde delillerin hepsini takdiri delil haline getiriyor. Bu çok sakıncalı bir durum.