Rusya’da devlet rezervleri rekorda, serbest piyasa krizde!

Uzun süredir Ukrayna ile savaşan Rusya'nın ekonomisi merak konusu. Geçtiğimiz hafta, Rusya’nın 2026-2028 dönemini kapsayan federal bütçesi Duma tarafından onaylandı. Samanyoluhaber.com yazarlarından Arif Asalıoğlu, Rusya ekonomisinin fotoğrafını çekti.
Geçtiğimiz hafta, Rusya’nın 2026-2028 dönemini kapsayan federal bütçesi Duma tarafından onaylandı. Bütçenin temel öncelikleri savunma, sosyal harcamalar ve teknoloji gelişimi olarak belirlenirken, spor, medya ve kültür için ayrılan kaynaklar ise en düşük seviyede kaldı. Özetle, ekonomi uzmanları, mevcut para politikası değişmediği takdirde Rusya'nın bir resesyondan kaçınma şansının neredeyse olmadığını öne sürüyor. 

Ekonomik daralma sene başında planlanandan çok daha sert oldu ve GSYİH'nin düşüşe geçmesi artık kaçınılmaz hale geldi.

Enflasyondaki düşüşe rağmen, Merkez Bankası'nın para politikasındaki daraltma, son iki ay 2017'den bu yana kaydedilen en yüksek seviyeye ulaştı. 2025 biterken GSYİH büyümesinin -%0.2 ile %0 aralığına inme riskinin yüksek olduğu öngörülüyor. Ayrıca, Merkez Bankası'nın sıkı politikasını sürdürmesi durumunda, 2026 başında ekonominin kalıcı olarak negatif büyümeye, yani resesyona girebileceği uyarısı yapılıyor. Çünkü bütçenin mevcut durumuna göre, GSYİH'nın %1.6'sı dek gelen (3.8 trilyon ruble) açık bulunuyor. Hükümet tarafından bu görülmüş olmalı ki bütçenin finansmanı için yeni vergi düzenlemeleri getirildi. En önemli değişiklik, Katma Değer Vergisi oranının 2026'da %20'den %22'ye yükseltilmesi oldu. Bu artışın bütçeye 1.2 trilyon ruble ek gelir sağlaması bekleniyor.

Petrol ihracatı düştü, maliyetler arttı

Ekonomi uzmanlarının değerlendirmelerinde, yüksek borç yükünün işletmelerin finansal sürdürülebilirliğini azalttığını, bu durumun bir "kısır döngü" yaratarak iflas dalgası riskini önemli ölçüde artırdığı vurgulanıyor. Üçüncü çeyreğin sonunda, kredi ödemelerinde zorluk yaşayan şirket sayısı 172 bini aştı ve bu, tüm borçlu şirketlerin %24.1'ine denk geliyor. Üretim düşüşü, 24 temel ekonomik faaliyetten 16'sını etkilemiş durumda. Metalurji, kimya, petrol ürünleri ve dayanıklı tüketim malları (otomobil %28.8, mobilya %12.7) üretiminde önemli düşüşler kaydedildi.

Rusya'nın petrol ihracatı, bu yılın başından bu yana görülen en düşük seviyeye indi. Uzmanlar, ihracattaki bu düşüşün arkasında, bazı şirketlerin ABD'nin LUKOIL ve Rosneft'e yönelik yaptırımlarına uyum sağlamak için ticari süreçlerini yeniden düzenlemesinin yattığını belirtiyor. S&P Global Commodities at Sea (CAS) verileri, Rusya'nın iki büyük alıcısı olan Çin ve Hindistan'ın, artan yaptırım riski nedeniyle son haftalarda Orta Doğu ve Atlantik havzasından petrol ithalatını artırdığını gösteriyor. Bunun yanında petrol ihracatı düşerken, taşıma maliyeti de artmaya devam ediyor. Artan risk primi ve küresel tanker talebi nedeniyle, Novorossiysk'ten Batı Hindistan'a petrol taşıma maliyeti varil başına 8.6 dolara yükseldi.

Piyasalar önce hareketlendi sonra çakıldı

Washington’un 28 maddelik barış planı hakkında detaylar duyulmaya başladıktan sonra piyasalar pozitif olarak hareketlendi. Rus rublesi değer kazandı. Dolar kuru, 79 ruble seviyesinin altına inerek dikkat çekti. Çin yuanı da sonbahar döneminin en düşük seviyelerine yaklaştı. 

Yatırımcılar bu olumlu havayı, ABD'nin hazırladığı barış taslağına bağladı.

Müzakerelerde ilerleme kaydedilmesi durumunda dolar kuru 76-77 ruble bandına, hatta güçlü bir anlaşma ile 70-80 bandına kadar gerileyebilir. Genel ekonomi verilerinin aksine bir iyi haber de enflasyonun düşüyor olması. Resmi verilerde, Rusya'da yıllık enflasyon, Kasım sonu itibarıyla 7.12%'ye geriledi. Ekonomik Kalkınma Bakanlığına göre enflasyonun düşüş eğilimi sürüyor.

Fakat, Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna ile bir anlaşma imzalamanın "yasal olarak imkansız" olduğu yönündeki açıklamaları, Moskova Borsası'nda hızlı ve sert bir satış dalgasını tetikledi. MOEX endeksi, 27 Kasım'daki işlemlerin son saatinden kapanışa kadar olan sürede %2'den fazla değer kaybederek 2600 seviyesine yaklaştı. 

Endeks, günü 2621,4 puanda tamamlayarak bir önceki kapanışın %1,8 altında kaldı ve böylece haftanın başındaki seviyelerine geri döndü. Piyasa katılımcıları, endeksin yılın en düşük seviyesi olan 2500 puana kadar inme ihtimalini değerlendirmeye başladı.

Borsadaki bu keskin düşüşün arkasında, yatırımcı psikolojisindeki ani bir değişim yatıyor. Geçen haftadan bu yana ABD'nin yeni barış planı ve kademeli yaptırımların kaldırılması beklentisiyle iyimser bir hava hakimdi. "Boğalar" (borsada alım yapanlar) endeksi bu hafta ortasında 2700 seviyesinin üzerine taşımayı başarmıştı. Ancak Putin'in, Ukrayna'daki seçimsizlik nedeniyle mevcut Kiev yönetimiyle yasal anlaşmalar imzalamanın "anlamsız" olduğunu belirten sözleri, çatışmanın yakın zamanda sona ereceği umutlarını büyük ölçüde söndürdü.

MB rezervleri ve Çin emniyet sibobu

Dış ticaret verilerine göre, Rusya ile en büyük ticarete sahip ülke Çin olmaya devam ederken, Hindistan ikinci, Türkiye ise üçüncü sırada yer aldı. Çin’e düşen pay yaklaşık 220 milyar dolar belirlendi. Rusya ekonomisi için önemli dinamiklerden bir tanesi de Merkez Bankası’nın altın ve döviz rezervleri. Kasım sonu itibarıyla 600 milyar dolar seviyesini korudu. Rusya altın rezervleri bakımından dünyanın 6. ülkesi konumuna çıkarken, rezervlerinde hem altının miktarı hem de değeri artmaya devam ediyor.

Sonuç olarak, bütün bunların olmasına rağmen, Ukrayna savaşı nedeniyle Batının beklediği şekilde Rus ekonomisi ve ordusu krizlere girmedi. Ateşkes arayışları konusunda da tarafların beklentilerinde bir adım değişiklik olmadığı bir gerçek. Nitekim Rusya, halihazırda kontrol altında tuttuğu bölgelerin kendi hâkimiyetinde kaldığı bir ateşkes isterken; Ukrayna ise Kırım dahil olmak üzere Rus Ordusu’nun o bölgelerden çekilmesini talep eden bir yaklaşım içerisinde olmaya devam ediyor.  Rusya’da her yıl artan işçi açığı, 2025’de de devam etti ve 5 milyon iş gücü ihtiyacının üzerine çıktı. Uzmanlara göre bu durum Rusya ekonomisinin önümüzdeki yıllardaki kronik sorunlarından birisi haline dönüşecek. Rusya, SSCB'nin çöküşünden bu yana en büyük göç dalgasını yaşadı. Bu durum aynı zamanda üretimde verimin düşmesini de sonuç veriyor. Ülkenin gelişimini sağlayan temel sanayi mamülleri de bunun üzerine azalıyor.
01 Aralık 2025 13:21
DİĞER HABERLER