Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vekili Ali Koç, sağlıklı işleyen bir demokrasinin varlığının yakın gelecekte büyük yatırımlar açısından belki de en önemli karar unsuru haline geleceğini söyledi.
Koç, demokrasi kurum ve kurallarıyla yerleşmeden, hukukun üstünlüğü esas alınmadan sürdürülebilir büyümenin ve refahın sağlanmasının çok zor olduğuna dikkat çekti.
Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) iş birliğiyle gerçekleştirilen 28. Kalite Kongresi’nin açılışında konuşan Ali Koç, son dönemlerde özellikle yurt dışında katıldığı platformlarda demokrasi konusunun sık sık gündeme geldiğini ifade etti.
“Dünya artık yalnız kalmak için çok küçük. Başkalarının sandığımız meseleler, gelip bizleri etkileyebiliyor” diyen Koç, Brexit’e ilişkin “En az 20 kez İngiltere’ye gittim. Hem dünyayı hem Avrupa’yı etkiliyor ama özellikle ülkemizi çok çok etkiliyor. İngiltere ile çok büyük ticaret hacmimiz var. Koç Grubu olarak şirketlerimizi direkt etkiliyor çünkü en büyük ihracat pazarımız. Biz hâlâ alternatif senaryoları planlayamaz durumdayız, nasıl sonuçlanacak bilmiyoruz. Suriye’deki insanlık krizi hem ülkemizi hem de Avrupa’yı ciddi anlamda etkiliyor. Bunlar gibi pek çok sorun sayabiliriz” ifadelerini kullandı.
Pek çok ülkede öfkeli şekilde insanların sokaklarda olduğunu belirten Koç, “Sebepler farklı ama mevcut ekonomik ve siyasi düzenden memnuniyetsizlik hepsinin ortak paydası. Tarih boyunca insan sınırlarını aşma eğiliminde olmuştur” dedi.
Koç, şunları söyledi:
“Ekonomist Nouriel Roubini, resesyon tehlikesine işaret ediyor. Daha evvel de etti tahminleri gerçekleşti. Küresel ekonomi resesyona girecek mi? Bilmiyoruz, ama pek çok akademisyen ve uzman insanlığın demokrasi yolundaki ilerleyişinde şimdilik mola verdiğini, küresel demokrasinin bir süredir resesyonda olduğunu söylüyor. Farklı kuruluşların yaptığı araştırmalar aynı olumsuz gidişata da işaret ediyor. Dünya genelinde son 10 yılı aşkın süredir insan hakları ve siyasi özgürlükler konusunda kesintisiz gerileme yaşanıyor.”
Demokrasi kurum ve kurallarıyla yerleşmeden, hukukun üstünlüğü esas alınmadan sürdürülebilir büyümenin ve refahın sağlanmasının da çok zor olduğuna dikkat çeken Koç “Hür, müstakil, kudretli, lider ve rekabetçi bir ülke için üreten olmamız lazım. Ekonomik anlamda kalkınmışlık olmazsa olmaz” dedi.
Sağlıklı işleyen bir demokrasinin varlığının yakın gelecekte büyük yatırımlar açısından belki de en önemli karar unsuru haline geleceğini söyleyen Koç, şöyle devam etti:
“Düzenleme çerçevesinin rasyonel temeller üzerine bina edildiği, karar mekanizmaları şeffaf olan, hesap verebilirliğin ilke kabul edildiği, hak aramanın kurumsal sigortaları bulunan ülkeler uluslararası sermayenin yatırımlarında ön plana çıkıyor. Farklı bakış açılarının tolere ve hatta teşvik edildiği demokratik toplumların eğitim sistemleri de sorgulayan, itiraz edebilen ama uzlaşı da arayan, değişimle barışık, lider özellikli genç nesiller yetiştirebiliyorlar. Yarının bilinmezliklerine yol alırken, iddia ve vizyon sahibi tüm ülkeler ve şirketler böylesi gençlerin rehberliğine ihtiyaç duyacaktır. Yani iyi işleyen bir demokrasi, bir ülkenin insan sermayesi açısından da olmazsa olmazıdır.”