İstanbul'daki Reina gece kulübüne düzenlenen ve 39 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan saldırının ardından İngiltere'de yayınlanan Daily Telegraph gazetesi için bir makale kaleme alan tarihçi akademisyen Mark Almond, "Bir zamanlar bölge için model olarak gösterilen Türkiye, bugün Pakistan'ın izinden gidiyor" diyor.
İngiliz gazetesinden çok konuşulacak ‘Türkiye’ analizi
Almond’un yazısından öne çıkan noktalar şöyle:
— Şiddetin tırmandığı kriz dönemlerinde insanlar sorunları çözebilecek güçlü bir lider arar. Peki ya zaten güçlü bir lider iktidardayken ülke terörizmin yarattığı kaosun içindeyse?
— Türkiye’nin içinde bulunduğu durum eşsiz derecede vahim. 1980 askeri darbesinden bu yana, hatta belki de Atatürk’ten bu yana en güçlü Cumhurbaşkanı iktidarda.
— Ancak Erdoğan, iktidarı ve yetkileri elinde toplama konusundaki olağanüstü becerisini, ülkenin sorunlarını çözme konusunda sergileyemiyor.
— Erdoğan hâlâ bir demokrasi olan Türkiye’de tüm yetkileri tekelinde toplarken, rastgele cinayetler, intihar saldırıları ve ülkenin güneydoğusunda Kürtlere karşı yürütülen mücadele kontrol dışına çıktı.
‘ERDOĞAN’IN YÖNETİM TARZI TEHDİTLERİ ARTIRDI’
— Garip bir biçimde Erdoğan, toplumu tehdit edenleri bertaraf edemeyen bir kontrol hastası. Hatta kaprisli yönetim tarzı, bu tehditlerin artmasına yol açtı.
— Suriye’de Esad rejimine karşı savaşmaları için cesaretlendirdiği ve silahlandırdığı radikal cihatçıların bir gün kendi ülkesini de hedef alabileceği riskini göz ardı etti.
— Esad rejimi zayıfken Suriye’deki Kürtler bölgedeki ağırlıklarını artırdılar.
— Erdoğan ise Kürtlerin Türkiye’nin güneyinde bir devletçik yaratmalarını engellemek için harekete geçti.
— Ancak Batı’nın Kürtlere karşı girişilecek mücadele için talep ettiği bedel IŞİD’e karşı kararlı mücadeleydi.
— Türkiye’de Kürtlere ve IŞİD’e karşı başlatılan sıkı tedbirler, terör saldırılarını da tetikledi. Kürt gruplar çoğunlukla askeri veya polisi hedef aldı, IŞİD ise sivilleri.
‘DIŞ POLİTİKADA DÖNÜŞÜM YAŞANDI; YENİ ORTAK RUSYA’
— Erdoğan’ın dış politikası da Rusya ile İran’la düşmanlıktan ortaklığa dönerken, Batı’daki en önemli müttefiki ABD, Türkiye’deki terör saldırılarının arkasında olmakla suçlandı.
— Erdoğan döneminde Türkiye ekonomisi hızlı büyüme döneminden hızlı düşüşe geçti. Bir ara Müslüman toplum ile piyasa ekonomisini bir arada barındırma mucizesini gerçekleştirmiş gibi duruyordu. Ancak Suriye ile Irak’taki savaşların etkisi ve terör saldırıları turistleri ülkeden kaçırdı, Türkiye ekonomisini de derin bir resesyona hazırladı.
— Türkiye’de eskiden güçlü askeri liderler kamusal düzeni yeniden tesis etmek için -genellikle kanlı yollara başvurarak- devreye girerlerdi.
— Ancak 15 Temmuz’daki başarısız darbe girişiminden sonra yeni bir girişim -en azından başarı şansı olan yeni bir girişim- mümkün gözükmüyor.
— Elbette mevcut açmazdan demokratik yollarla çıkılması tercih edilir. Ancak Erdoğan’ın parlamentodaki rakipleri bölünmüş durumda ve tabanları da Kürtler ya da laikler gibi belli azınlık gruplardan oluşuyor.
‘TÜRKİYE’DE İSTİKRARSIZLIK BATI İÇİN DE İSTİKRARSIZLIK OLUR’
— Türkiye Avrupa’nın yanı başındaki hasta adama mı dönüşüyor? Suriye’deki radikal cihatçıların Taliban benzeri bir tehdit yarattığı bir Pakistan örneğine mi benzemeye başladı?
— Maalesef on yıllarca bölgede model ülke olarak gösterilen Türkiye, önünü Pakistan’ın açtığı yoldan yokuş aşağı ilerliyor.
— Belki iktidar partisi içerisinde Erdoğan’ın gücü tekeline almasından rahatsız olanlar vardır.
— Ancak Erdoğan’a karşı çıkacak cesaretleri ya da yeterli sayıları olduğundan şüpheliyim.
— Türkiye’nin acıları dinmeyecek gibi duruyor. Ancak ülkenin hassas jeopolitik konumu düşünüldüğünde Türkiye’nin istikrarsızlaşmasının Batı için de istikrarsızlık anlamına geleceği unutulmamalı.
“Avrupa’nın hasta adamı” deyiminin ilk olarak Avrupa’nın mali kontrolüne girmiş Osmanlı İmparatorluğu için kullanıldığı düşünülüyor.
Mark Almond, Oxford Üniversitesi’nde öğretim görevlisi. Modern Tarih alanında ders veriyor. Bu yıl içerisinde ‘Laik Türkiye’nin kısa tarihi’ adlı kitabı çıkacak. (BBC Türkçe)