Özden Örnek, günlükleriyle alakalı konuşmadı

Özden Örnek, günlükleriyle alakalı konuşmadı
Balyoz davasının tutuklu sanığı Özden Örnek'e, çapraz sorgusu sırasında sadece üye hakim Ali Efendi Peksak tarafından 2 soru soruldu. Örnek bu iki sorudan, "Atatürkçü Düşünce Derneği'ne ait bilgisayarlarda çıkan ve sizin günlükleriniz olduğu söylenen dokümanlarla alakalı konuşmak ister misiniz?" sorusuna, "Bu konuyla alakalı başka bir soruşturma var. O soruşturma kapsamında 10 saat ifade verdim ve arkasındayım." diyerek mahkemede günlükler konusunda konuşmak istemedi. Örnek'in ardından savunma yapan Halil İbrahim Fırtına ise Aytaç Yalman'ın duruşmada dinlenmesini istedi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan Balyoz davasının 23'üncü duruşmasında eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu tutuklu 151 sanık ile tutuksuz yargılanan 21 kişi katıldı. 11 tutuklu sanık, 12 tutuksuz sanık ve hakkında yakalama kararı bulunan emekli Orgeneral Ergun Saygun ise duruşmaya katılmadı. Dün görülen duruşmanın kimlik yoklaması bölümünde tutuklu sanıklar ayağa kalkarak isimlerini söylemek istemediği için yaşanan gerginlik nedeniyle mahkeme heyetine başkanlık eden Ali Alçık, bugünkü duruşmada yoklama sırasında sanıkların isimlerini tek tek okuyup salonda olup olmadıklarını tespit etti. Sanıklardan bazılarının isimleri okunurken "burada", bazılarının "evet" ve Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu bazı sanıkların ise askeri literatürde dikkat çekmek anlamına gelen "Dikkat" diyerek cevap verdiği görüldü. Dün yapılan duruşmada tutuklu sanık Örnek'in ve avukatının savunmasını tamamladığını hatırlatan mahkeme başkanı, Örnek'in çapraz sorgusuna geçtiklerini açıklayıp "Sorusu olan var mı?" diye sordu. Savcı, sanıklar ve avukatlardan soru soran olmadı. Üye hakimlerden ise sadece Ali Efendi Peksak iki soru sordu. Peksak, "ADD bilgisayarlarında çıkan ve sizin günlükleriniz olduğu söylenen dokümanlarla alakalı konuşmak ister misiniz?" diye sordu. Bu konu ile alakalı başka bir soruşturma olduğunu belirten Örnek, "O soruşturma kapsamında 10 saat ifade verdim. O ifademin arkasındayım." dide. Örnek, kendisine ait olduğu ileri sürülen günlüklerle alakalı başka bir şey söylemek istemedi. Üye Hakimlerden Ali efendi Peksak söz alarak Örnek'e, Donanma Komutanlığını ilgilendiren Angajman kurallarının prosedürünün ne olduğunu ve hangi durumlarda değiştiğini sordu. Angajman kurallarının değişme yetkisinin sadece Genelkurmay Başkanlığı'nda olduğunu belirten Örnek, "Bununla ilgili teknik bir arıza olduğunda Genelkurmay Başkanlığı'na bildirilir. Genelkurmay Başkanlığı da değiştirilmesine gerek görürse bütün komutanların görüşünü alarak bunu değiştirir." dedi. Çapraz sorgunun sadece 5 dakikada bitmesi dikkat çekti. FIRTINA; 6 YILDIR RESMİ ELBİSEZİM OLARAK MESLEKTEYİM Örnek'e başka soru soran olmayınca tutuklu sanıklardan Halil İbrahim Fırtına'ın savunmasına geçildi. Havacı olduğunu ve 50 yılı aşkındır bu meslekte olduğunu belirten Fırtına, son 6 yılını üniformasız olarak sürdürmekte olduğunu söyledi. Türk havacılığı ve Türk Hava Kuvvetlerinin bu yıl içerisinde 100'üncü yılını kutlayacağını belirten Fırtına, Türk havacılığının, dünya havacılığından 8 yıl daha genç olduğunu, dünya havacılığının 100'üncü yılının ise 2003 yılında kutlandığını söyledi. Sanık Fırtına, Üniformasız olarak Hava Kuvvetlerinin geçmişine ait çalışmaları olduğunu ve araştırmalarının da 38 kitap halinde yayınlandığıını söyledi. Dava kapsamında suçlanmasını uçağının bozulmasına benzeten Fırtına, "Benim uçağımın ikaz lambaları yandı ve uçağım emergency verdi. Ancak motor çalışıyordu. O an hızlı düşünüp çabuk karar vermeniz gerekirdi. Arızalanan uçak yapılır." dedi. Fırtına, bu anlatımlarının ardından da hakkındaki suçlamalarla bir ilgisi bulunmadığını belirterek neden burada olduğunu anlamadığını söyledi. Balyoz oluşumunda Hava Kuvvetlerinin yöneticisi olduğu, Balyoz'a bağlı Oraj planında tüm yetki ve sorumluluğunun olduğu, Hava Kuvvetleri'nin 1. Orduya bağlı olarak askeri birlik gibi çalıştığı iddialarını kabul etmediğini belirten Fırtına, bu nedenle de üzgün olmadığını söyledi. Fırtına, "İddianamede Oraj, Balyoz geçiyor. Başsavcılık bu konuda ifademize başvurdu. Pişmanlık yasasından faydalanmak isteyip istemediğimizi sordular. Benim suçum yok ki neden pişman olayım dedim. Oraj ne diye sordular. Bir çeşit bulut dedim. İsmim Fırtına olduğu için bağlantı kurmaya çalıştılar." ifadesini kullandı. Başbakanın evine yakın subay evleri mahallesinde bir caminin aleminin Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına hazırlanan Hava Kuvvetlerine ait uçak tarafından düşürüldüğü iddiasının da kendisine yöneltildiğini belirten Fırtına, "MGK toplantısı öncesi Başbakana bu durumu izah ettim. Alçak uçuş nedeniyle uçağın egsozundan çıkan gaz ya da başka bir sebeple bu olayın yaşandığını söyledim. Kendisini ikna ettim. Zaten ertesi gün de hasarın tamir edilmesi için ekip gönderdim." dedi. 2005 yılında meclisin üzerinden helikopter ile geçtiğinin de sorulduğunu belirten Fırtına, "O dönemde emekli olduğum için bu konudan bilgim olmadığını söyledim." diye konuştu. Balyoz soruşturmasının açılmasına neden olan delil belgelerini çuvalla savcılığa teslim eden gazeteci Mehmet Baransu'nun, daha iddianame bile hazırlanmadan "Karargah" isimli bir kitap yayınladığını belirten Fırtına, "Baransu benim hakkımda iftira atmıştır. Yasal haklarımın saklı kaldığını ve kullanacağımı belirtiyorum." dedi. Fırtına, Baransu'nun bu belgelerin ardında kimin olduğunu açıklamak zorunda olduğunu söyledi. Cumhuriyet Savcısı tarafından, Başsavcı odasında ifadesinin alındığını belirten Fırtına, "Savcı kendi kafasındaki kurgunun oluşabilmesi için sorular soruyordu. Çok kontrollü değildi. Bu konulara daha önce cevap verdiğimi söyleyince durmadı. Bunun üzerine Başsavcı devreye girdi. Sonra da birkaç hoşbeş edip adliyeden ayrıldım." dedi. Sanık Fırtına, Balyoz davasının başladığında iddianamenin iki TRT spikeri tarafından havacılıkta "MAK" olarak tabir edilen ses hızıyla okunduğunu ve herkesin kendisiyle alakalı bölüme ancak dikkat edebildiğini söyledi. İddianamede, savcıların kanaatine varılmıştır cümlesinin sıklıkla kullanılmasını eleştiren Fırtına, "Beni rahatsız eden konuları anlatarak başlamak istedim. Kanaat sahibi olan kişilerin vicdanı ve namusu, yanında kullandığı değerlerin ortak sonucudur. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bana bu kadar büyük suçu atanların bu erdemi taşıyıp taşımadıklarına bakmak lazım. Olmayan şeyi olmuş gibi göstermek vebaldir. Bu işin benimle bir ilgisi yok. Ancak ilgisi varmış gibi göstermek için bir çaba var." dedi. Sanıklardan Çetin Doğan, Özden Örnek ve kendisinin bir anlaşma yaptığının da iddia edildiğini belirten Fırtına, "Çetin Doğan 1960 mezunudur. Örnek ile ben 1962 mezunuyuz. Aramızda 2 yıl var. Eğer sözüm ona bir kurgu yapılacaksa o zamanlarda resme bir bakalım. O dönemde Çetin Doğan Generaldi ve kendisi gibi 7 tane General görevdeydi. Böyle bir harekete girecek olsalar kendi devresindeki arkadaşlarıyla devam ederdi. Neden iki tane 62'liyi yanına alsın? Niye 62'liler birkaç ay sonra emekli olacağı bilinen sadece Çetin Doğan ile sonucu belli olmayan bir serüvene kalkışsın? Buradaki kurgu, bir sebeple suni olarak oluşturulmuştur. Ayrıca 60 ile 62 devre arasında 61 vardır. Burada da Yaşar Büyükanıt vardı. Dolayısıyla Genelkurmay 2. Başkanıydı." yorumu dikkat çekti. Darbenin önlenmesi konusunda Aytaç Yalman'ın rolü olduğunun iddianamede yer aldığını belirten Fırtına, Yalman'ın duruşmaya gelerek bu konularda konuşmasını istedi.
26 Nisan 2011 11:41
DİĞER HABERLER